Nahum Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
11/03/2025
Zengin Budala Benzetmesi
15/03/2025
Nahum Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
11/03/2025
Zengin Budala Benzetmesi
15/03/2025

Amos Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey

Bazı peygamberler hakkında çok az şey biliyoruz, ancak Amos’un kitabı, çağdaşı Yeşaya gibi farklıdır. Amos kitabının en başında bize Tekoa’dan geldiğini ve hizmetinin İsrail’in Kuzey Krallığı’na yönelik olduğunu söyler. Bu kitabın, depremden iki yıl önce, Uzziya’nın Yahuda’da, Yarovam’ın da İsrail’de kral olduğu dönemde yazıldığını söyler (Amo. 1:1). Bu da, depremin tarihini kesin olarak belirlemenin bir yolu olmasa da, kitabının M.Ö. 760 civarında tarihlendirilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Bu kitaptan öğrenmemiz gereken üç özel şey vardır.

1. Bir peygamberin Tanrı tarafından çağrılması gerekiyordu.

Amos İsrail’den değil, güneydeki Yahuda ulusundan geliyordu. Beytel’deki kâhin Amatsya’nın mesajı şuydu: “Kendi ülkene dön, orada ekmeğini kazan ve peygamber olarak çalış” (Amo. 7:10-13). Amos, Tanrı onu mesajıyla birlikte Kuzey İsrail Krallığı’na gitmesi için yönlendirene kadar bir çiftçiydi.

Peygamber olmak, kişinin hangi aileden geldiğine ya da profesyonel dindarlardan oluşan herhangi bir loncaya mensup olmasına bağlı değildi. Aksine, Tanrı’nın, O’nun sözcüsü olarak hizmet etmek üzere yaptığı egemen çağrıya bağlıydı. Peygamberler Tanrı tarafından zamanın gerektirdiği şekilde yetiştirilir ve dinleyicilerine konuşmaları için onlara sözler verilirdi. Tanrı harekete geçmeden önce, ilahi bir şekilde seçilmiş elçilere O’nun sözü emanet edildi. Rab’bin gizli öğütleri O’nun hizmetkârları olan peygamberler aracılığıyla iletilirdi.

2. Peygamberlerin rolü Tanrı’nın İsrail’le yaptığı antlaşmayla bağlantılıydı.

Peygamberin rolü, Tanrı’nın sözünü bildirerek ve O’nun koşullarına itaati teşvik ederek Tanrı ile antlaşma halkı arasında aracılık etmekti. Krallığın koruyucularıydılar, kralları ve diğer önderleri eylemlerinden dolayı Tanrı’ya karşı sorumlu tutmaya çalışıyorlardı. Tanrı’nın halkıyla kurduğu özel bağı sürdürmeye adanmış, antlaşmanın uygulayıcı aracıları olarak görülebilirler.

Antlaşma İsrailoğullarını benzersiz bir ayrıcalıklı ilişki içine sokmuştu. Amos kitabındaki ilk mesajlar İsrail’i çevreleyen çeşitli uluslara yöneliktir (Suriye, Gazze, Sur, Edom, Ammon, Moav ve Yahuda, bkz. Amo. 1:1-2:16). Peygamber sonunda İsrail’e hitap ettiğinde, Rab’bin mesajını günahkâr ulusa iletir: “Yeryüzündeki bütün halklar arasından yalnız sizi tanıdım” (Amo. 3:2). İbranice metin bunu Tanrı ile halkı arasındaki özel ilişkinin vurgulu bir ifadesi hâline getirir: “Yalnız siz…” İsrail üstün boyutları ya da yetenekleri nedeniyle değil, sadece Tanrı onu sevdiği için seçilmiştir (Yas. 7:7).

Ancak bu benzersiz ilişki beraberinde benzersiz sorumluluklar getirdi. Ayrıcalıklı bir konuma seçilmenin beraberinde sorumluluk da getirdiğini fark etmeleri gerekiyordu. İsrail için asla otomatik bir kutsama olmayacaktı. Aksine, halk ilahi yargı tehlikesiyle karşı karşıyaydı ve suçlarının cezasını çekmekten kaçınamıyordu (Amo. 3:2). Kutsal Kitap’ın ilkesine göre yargı Tanrı’nın ailesinde başlar (1.Pe. 4:17). Amos bize antlaşmaya dayalı ayrıcalığın Tanrı’nın buyruklarına itaat etme gerekliliğinden ayrı tutulamayacağını öğretir.

3. Amos’un eskatolojik (son günlerle ilgili) bakış açısının çeşitli yönleri vardır.

Neredeyse her zaman peygamberlerin geleceğe yönelik etkileri olan bir mesajı olmuştur. İnsanlar Rab’bin yaklaşan gününü aydınlık ve ışık olarak hayal ediyorlardı, ancak bunun “aydınlık değil, karanlık… hem de zifiri karanlık, bir parıltı bile [olmayacağını]” (Amo. 5:20) fark etmemişlerdi. Neşeli şölenlerin ve sunuların öfkeli bir Tanrı’yı yatıştırmayacağını öğrenmeleri gerekiyordu. Putperestlik de dahil olmak üzere işledikleri günahlar, sonunda Şam’ın ötesine sürülmelerine neden olacaktı (Amo. 5:26-27). İsrail’in vaat edilen topraklardan ayrılması, Tanrı’nın bir başka egemen eylemi olacaktı (“bu yüzden sizi … süreceğim”).

Ancak eskatolojinin çok daha olumlu bir tablo sunan iki yönü daha vardı. Bunlardan ilki Davut’un yıkık çardağıyla ilgili metinle ilgilidir (Amo. 9:11-12). Davut’un ailesi, İsrail ve Yahuda tarihinde önemli bir yere sahipti. Davut’un çardağı, nihayetinde ayağa kaldırılacak ve Yahudi olmayanların dahil edilmesiyle sonuçlanacak olan yıkık dökük bir durumda tasvir edilmektedir. Yakup’un Yeruşalim’deki konseyde bu bölümü kullanma şekli bu yorumu desteklemektedir (Elç. 15:16-17). Yahudi olmayanların Yeni Antlaşma kilisesine dahil edilmesi, Amos’un hizmeti aracılığıyla ortaya konan Tanrı’nın amacının yerine getirilmesiydi.

Umudun son unsuru, Tanrı’nın halkını yeni bir Aden’e yerleştireceğidir. İsrail’in günahına rağmen Tanrı’nın onları terk etmemiş olması önemlidir. Halkını geri getirecektir ki, bu büyük olasılıkla Tanrı’nın dağılmış halkının O’nun ebedi krallığında toplanacağı eskatolojik bir olaydır. Peygamberliğin son sözleri adeta antlaşma ilişkisinin yeniden teyit edilmesidir, çünkü antlaşma Rabbi (burada Tanrı için antlaşma isminin kullanıldığına dikkat edin, yhwh) onların Tanrısı olmaya devam etmektedir ve onlar için kendi isteğini yerine getirecektir (Amo. 9:11-15).


Bu makale Bilmeniz Gereken 3 Şey serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Allan Harman
Allan Harman
Dr. Allan M. Harman, daha önce müdür olarak görev yaptığı Avustralya'nın Melbourne kentindeki Presbyterian Theological College'da Eski Antlaşma alanında araştırma profesörüdür. Preparing for Ministry de dahil olmak üzere birçok kitabın yazarıdır.