Üçlü-Birlik Öğretisi Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
18/07/2024Aklanma Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
25/07/2024Martin Luther Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
1. Martin Luther yetişkin yaşamı boyunca yaklaşık her üç haftada bir Mezmurlar’ı okumuştur.
Sola Scriptura. Latince olan bu ifade Yalnızca Kutsal Yazılar anlamına gelmektedir. Bu, Kutsal Yazılar’ın öğreti, kilise uygulamaları ve Hristiyan yaşamı için nihai merciimiz olduğu anlamına gelir. Reformasyon’un ilk yıllarında Luther bunun için mücadele etmiştir. Roma Katolik kilisesinin yanlış bir işler ve erdemler müjdesi vaaz ettiğini ileri sürmüştür. Luther bunun yerine yalnızca imanla aklanmayı savundu: yani Sola Fide’yi. Roma Katolik yetkilileriyle 1519’da Leipzig’de ya da 1521’de Worms’da Johann Eck’le yaptığı gibi ilk münazaralarda Luther, duruşunun dayanağını açıklamak zorunda kalmıştır. Eğer kiliseye karşı duruyorsa, dayanağı neydi? “Kutsal Yazılar” diye gürledi. Lutheri Kutsal Yazılar’a dayanıyordu.
Luther hayatını Kutsal Kitap’ı savunarak, okuyarak, üzerinde çalışarak, yaşayarak ve severek geçirdi. Her yıl Kutsal Kitap’ın tamamını iki ya da üç kez okur, aynı zamanda belirli bölümleri ya da kitapları derinlemesine incelerdi. Özellikle Mezmurlar’ı çok severdi. Mezmurlar’ın tamamını üç hafta içinde okuyan günlük bir okuma takvimi uygulardı. Luther, Sola Scriptura’yı hem öğretti hem de yaşadı.
2. Doksan Beş Tez’i kilisenin kapısına astıktan sonra Luther, Heidelberg Münazarası için bir dizi Yirmi Sekiz Tez de yazdı.
Luther’in 31 Ekim 1517’de yayınladığı Doksan Beş Tez, Protestan Reformu’nun fitilini ateşledi. O sırada Augustinusçu bir keşişti ve o bölgedeki manastır tarikatının başı Johannes Staupitz, Luther’in eleştirilerine sempati duyuyordu. Staupitz, Luther’i 1518 yılının Nisan ayında Heidelberg’de Augustinus tarikatının toplantısında davasını sunmaya davet etti.
Heidelberg Tezi 16’da şöyle der: “İçinde olanı yaparak lütuf elde edebileceğine inanan kişi günaha günah katar ve böylece iki kat suçlu olur.” 17’de ise şöyle devam eder: “Bu şekilde konuşmak umutsuzluğa yol açmaz, aksine kişinin kendini alçaltması ve Tanrı’nın lütfunu araması için arzu uyandırır.” Kendi yetersizliğimizden dolayı umutsuzluğa kapılsak da yine de umut vardır. Bu umut bizde değil, Mesih’te ve Müjde’dedir.
Heidelberg Tezi 28, Luther’in yazdığı en güzel satır olabilir: “Tanrı’nın sevgisi kendisini hoşnut edecek şeyi bulmaz, yaratır.” Tanrı bizi sevdi ve biz O’nun düşmanlarıyken bizim için Mesih’i gönderdi. İşte lütuf budur.
3. Eski bir keşiş olan Luther, eski bir rahibeyle evlendi.
Bir grup rahibe Nimbschen Manastırı’ndan kaçarak Wittenberg’e gitmiştir. Bazıları ailelerinin yanına döndü. Bazıları Wittenberg’deki öğrencilerle ya da rahiplerle evlendi. Bunlardan biri olan Katrina Von Bora, 1525 yılında Martin Luther’le evlendi. Luther ona “Katie, kaburgam” diyordu. İkisi de zorlu bir çiftti. Luther Reformasyon’u yılmadan ilerletirken, o da yoğun bir evi, büyük bir bahçeyi, bir balık kuluçkahanesini ve küçük bir bira fabrikasını işletiyordu. Kendilerinin altı çocuğu oldu ve akrabaları tarafından yetim bırakılan çocukları da evlat edindiler. Küçük bir oğullarını kaybettiler ve on üç yaşındaki kızları Magdalena’nın vefatına dayandılar.
Martin Luther öldükten sonra Katie zor günler geçirdi. Arkadaşları ve destekçileri ona yardım etmek için toplandı. Zor anlarında, “Kendimi elbiseye yapışan bir yün gibi Mesih’e yapışmış buluyorum” diye itiraf etti.
4. Martin Luther neredeyse bir ilahiyatçı olduğu kadar iyi de bir müzisyendi.
Luther müziği severdi. Lavta çalardı. İlahiden çok bir halk türküsü olan ilk ilahisini 1524 yılında “A New Song Shall Here Begun” (Burada Yeni Bir Şarkı Başlayacak) başlığıyla yazdı. İlahi on iki kıta uzunluğundadır ve Hollanda’da iki Augustinyen rahibin şehit edilmesini anmaktadır. Bu iki rahip, Luther’i takip ederek Mesih’e dönmüşler ve kendilerini Müjde’yi anavatanlarına götürmeye adayarak Reform öğretilerinin vaizleri olmuşlardı. Tutuklanıp ve şehit edildiler. Haber Luther’e ulaştığında müziğe yöneldi. Beş yıl sonra en ünlü ilahisi ve kilise tarihinin tartışmasız en sevilen ilahilerinden biri olan “A Mighty Fortress Is Our God” (Güçlü Kale Tanrımız’dır) adlı ilahiyi yazdı. İlk Protestan ilahi kitabını 1524 yılında yayınladı. Ayrıca Luteryen kilisesinde ve klasik müzikte gelecek nesil müzisyenlere ilham verdi. Luther kısa bir süre için, en üst düzey bir Luteryen müzisyen olan Johann Sebastian Bach’ın memleketi olan Eisenach’ta eğitim gördü.
Bir noktada Luther, “İlahiyatın yanında müziğe en üstün yeri ve en büyük onuru veriyorum” demiştir.
5. Martin Luther kendi memleketinde öldü.
Martin Luther 10 Kasım 1486’da Eisleben’de doğdu. Eğitim görmek ve öğretmenlik yapmak üzere 1511 yılında Wittenberg’e gitti. Wittenberg onunla en çok özdeşleşen şehir olacaktı. Orada bir keşiş olarak yaşadı. Doksan Beş Tezi’ni orada yayınladı. Orada evlendi ve ailesini orada büyüttü. Wittenberg’in Azize Meryem Kilisesi’nde neredeyse her gün vaaz etti ve Wittenberg Üniversitesi’nde ders verdi. 1546 yılının ocak ayında Eisleben’de kiliseyi ve kasabayı yıkmakla tehdit eden bir anlaşmazlık patlak verdi. Yaşlı bir adam olan ve yaşını oldukça hisseden Luther, memleketine doğru yola çıktı.
Zorlu bir yolculuktan sonra Luther kahramanca karşılandı, karşıt taraflar arasında barışı sağladı, birkaç kez vaaz verdi ve ardından hastalandı. Hasta yatağı onun ölüm döşeği oldu. Son sözlerini bir kâğıt parçasına karaladı: “Biz dilenciyiz. Bu doğru.” Luther 18 Şubat 1546’da öldü. Katie gibi o da son anlarında İsa’ya tutunuyordu.
Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır. Bu yazı “Bilmeniz Gereken 5 Şey” serisinin bir parçasıdır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).