Hristiyan Karakteri
19/12/2024
Tanrı’yı Tanımak
01/01/2025
Hristiyan Karakteri
19/12/2024
Tanrı’yı Tanımak
01/01/2025

Vahiy

Giriş

Tanrı’yı tanımak için O’nun yarattıklarına kendini (vahiysel olarak) açıklamasından daha temel bir şey yoktur. Anlaşılamaz olmasına rağmen, gerçek ve diri Tanrı hem yaratılışta hem de Kutsal Yazılar’da kendisinin birtakım yönlerini açıklar. Teologlar Tanrı’nın kendini açıklamasının bu iki yolunu genel ya da doğal vahiy ve özel ya da doğaüstü vahiy olarak adlandırırlar. Yaratılışta Tanrı, varlığının, sıfatlarının ve gücünün yönlerini açıklar. Kutsal Yazılar’da O’nun varlığı, isimleri, sıfatları, işleri ve halkının kurtuluşu için olan iradesi hakkında daha fazla açıklama sunar. Tüm özel vahiy İsa Mesih’in kişiliğine (olduğu kişiye) ve kurtarıcı işine odaklanır. İsa’nın kendisi Tanrı’nın insanlığa tam olarak açıklanmış hâlidir. O, zamanın doluluğunda, kendisi için bir halkı kurtarmak üzere yarattığı dünyaya giren ezeli ve ebedi Logos’tur. Kutsal Ruh hem Tanrı’nın özel vahyinin ilahi aracısı hem de bu vahyi kurtaran bir şekilde anlamalarını sağlamak için imanlıların yüreklerini aydınlatandır.

Açıklama

İnsanların Tanrı hakkında bilgi sahibi olabilmeleri için Tanrı’nın kendisini yarattıklarına açıklaması gerekir. Bununla birlikte, insan Tanrı hakkında asla kapsamlı bir bilgiye ulaşamayacaktır, çünkü O sonsuzdur ve biz sonluyuz. Dr. R.C. Sproul’un açıkladığı gibi: “Sonlu anlayışımız sonsuz bir konuyu kapsayamaz; bu nedenle Tanrı anlaşılmazdır. Bu kavram, Tanrı’nın işlerini tümüyle kavradığımızı ve her ayrıntıda ustalaştığımızı düşünmememiz için bizi uyaran bir kontrol ve dengeyi temsil etmektedir. Sonluluğumuz Tanrı anlayışımızı her zaman sınırlar.” Bununla birlikte, Tanrı bizi kim olduğunu ve dünyada neler yaptığını bilmemiz için yaratmıştır. Tanrı’nın açıkladığı her şey hakikattir, çünkü bu hakikat Tanrısı’nın kendisinin bir vahyidir (açıklamasıdır). Doğuştan gelen Tanrı bilgisi bize O’nun genel vahyi aracılığıyla gelir. Elçi Pavlus, Tanrı’nın insanlığa genel vahyinin özünü şu şekilde özetlemiştir: “Çünkü Tanrı’ya ilişkin bilinen ne varsa, gözlerinin önündedir; Tanrı hepsini gözlerinin önüne sermiştir. Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O’nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur” (Rom. 1:19-20).

Yaratılışın her parçasında Tanrı’nın görkemi açığa çıkar. Mezmur yazarı, “Gökler Tanrı’nın görkemini açıklamakta” (Mez. 19:1) diye yazdığında bunu özetlemiştir. Tanrı gökleri ve yeri doldurduğu için, tüm insanlar Tanrı’nın varlığı, sıfatları ve gücü hakkında doğuştan gelen ve kaçınılmaz bir bilgiye sahiptir. Bu doğuştan gelen bilgi Jean Calvin’in sensus divinitatis (tanrı anlayışı) olarak adlandırdığı şeydir. Ne var ki, düşmüş insanlar doğaları gereği Tanrı’nın yaratılışta kendisi hakkında bildirdiği gerçeği bastırırlar; bunu da haksızlık içinde yaşayarak yaparlar. Bu nedenle, Tanrı’nın genel vahyi tüm insanlığı yargı gününde özürsüz bırakır ve Rab’be tapınmadıkları ve şükretmedikleri için onları mahkûm eder (Rom. 1:18-32). Buna ek olarak, hiç kimse Tanrı’nın kurtaran bilgisine, O’nun bir Kurtarıcı’ya ilişkin özel vahyi olmaksızın ulaşamaz. İşte bu nedenle Kutsal Yazılar insanlığın kurtuluşu için gereklidir, çünkü bugün sahip olduğumuz tek özel vahiy kaynağıdır. Westminster İman İtirafı’nın açılış paragrafı bu durumu faydalı bir şekilde açıklar: “Rab birçok kez ve çeşitli yollardan kendisini göstermekten ve isteğini kilisesine açıklamaktan; ardından gerçeğin daha iyi bir şekilde korunması, duyurulması ve ayrıca kilisenin, benliğin düşkünlüğüne, Şeytan’ın ve dünyanın kötülüğüne karşı daha sağlam durması ve teselli bulması için Kutsal Söz’ün tamamının yazıya geçirilmesinden hoşnut olmuştur; Tanrı, halkına isteğini açıklamak için eskiden çeşitli yollar kullanmıştır; eskiden kullanılan bu açıklama biçimleri artık sona erdiğinden Kutsal Yazılar’ın varlığı son derece gerekli olmuştur” (WİA. 1.1).

“Çeşitli yollar” Tanrı’nın kurtuluş tarihinde kendisini açıkladığı yollardır (örneğin, sözlü vahiy, yazılı vahiy, rüyalar, görümler, vb.) İsa ve Elçilerden sonra özel vahiy sona ermiştir ve bugün sahip olduğumuz tek özel vahiy Eski ve Yeni Antlaşma’dan oluşan Kutsal Yazılar’dır. Teologlar, Kutsal Yazılar’ın Kutsal Ruh aracılığıyla ilahi olarak yazılmasına genellikle Kutsal Yazılar’ın esinlenmesi adını vermişlerdir. Daha spesifik olarak, Protestan ve Reformcu teologlar, Tanrı’nın kendisini Kutsal Yazılar’da açıkladığı süreci sözlü salt esin olarak adlandırmışlardır. Sözlü salt esin fikri, Tanrı’nın özel vahyinin insan yazarlar tarafından kendi tarihsel bağlamlarında yazılmasına nezaret ettiği, öyle ki Eski ve Yeni Antlaşma’dan oluşan Kutsal Yazılar’da ilahi esinle verilmemiş tek bir kelime bile olmadığıdır. Bu nedenle her söz, onu esinleyen Tanrı’nın tüm ilahi yetkisini taşır. Kutsal Kitap, özel vahyin tek kaynağı olan Tanrı’nın esinlenmiş Sözü’dür. Chicago Kutsal Kitap’ın Yanılmazlığı Bildirisi’nin de teyit ettiği gibi, “Kutsal Yazılar’ın tamamı ve özgün sözcüklerine kadar tüm kısımları ilahi esinle verilmiştir.” Esinin yanı sıra, teologlar Tanrı’nın Kutsal Yazılar’daki vahyinin doğasını açıklamak için başka önemli terimler de kullanmaktadırlar. Bu terimler arasında Kutsal Yazılar’ın yanılmazlığı ve yanıltmazlığı da yer almaktadır. Yanılmazlık bize Kutsal Kitap’ın asla hata öğretmediğini söyler ve yanıltmazlık da hata öğretemeyeceği anlamına gelir.

Tanrı’nın Kutsal Yazılar’daki vahyi çeşitli edebi türlerden oluşur. Tanrı, Sözü’nü düzyazı, şiir, yasa, bilgelik, peygamberlik, tarihsel anlatılar, didaktik mektuplar ve kıyamet görümlerinde açıklar. Kutsal Yazılar’da Tanrı’nın vahyinde aşamalı ilerleme vardır. O, kendisini birbirini izleyen antlaşma dönemlerinde ortaya koyar. Sözü’nü peygamberler aracılığıyla aşamalı olarak açıklamıştır. Eski Antlaşma peygamberleri Tanrı’nın yargılarını ve kurtuluşlarını bildirmiş ve önceden haber vermişlerdir. Eski Antlaşma dönemindeki peygamberliksel ve tarihsel yargılar ve kurtuluşlar, Mesih’in çektiği acıların ve ardından gelen yüceliklerin ön belirtileriydi. İsa, zamanın doluluğunda geldiğinde Eski Antlaşma’nın hazırladığı ve öngördüğü her şeyi, kişiliğinde (olduğu kişide) ve gerçekleştirdiği işinde yerine getirdi. İsa’nın ölümü ve dirilişi bildirisi, seçilmişlerin kurtuluşu için özel vahyin merkezidir. Yeni antlaşma döneminde Tanrı, Müjde hizmetkârlarını vahyin habercileri olarak atamıştır ve Müjde’nin bu kişiler aracılığıyla duyurulması sonucu iman edenleri kurtarmaktan hoşnut olmuştur (1.Ko. 1:21).

Rab İsa, aynı anda, Tanrı’nın hem genel hem de özel vahyinin kendisidir. O, bedende görünen Tanrı’dır. Elçi Yuhanna, “Söz insan olup aramızda yaşadı” (Yu. 1:14) diye yazarken bunu açıkça ifade etmektedir. İsa, Tanrı’nın yaşayan Sözü (Logos) olduğu için özel vahiydir. O, gerçekten insan olduğu için genel vahyin parçasıdır. Müjde’nin Elçisel vaazı, Mesih’in ve O’nun çarmıha gerilişinin görgü tanıkları tarafından anlatılmasını içerir (1.Yu. 1:1-3; 2.Pe. 1:16-20).

Kutsal Ruh, Kutsal Yazılar’ın ilahi yazarı olduğundan, O’nun açıkladıklarını doğru bir şekilde anlayabilmemiz için aracı olarak hareket eder. Ruh’un aydınlatıcı çalışması olmadan, insanlar Tanrı’nın Kutsal Kitap’taki vahyine ilişkin kurtaran bir anlayışa ulaşamazlardı.


Ligonier Editoryal
Ligonier Hizmetleri’nden makaleler, kitaplar ve eğitim içeriği.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).