




Vahiy
24/12/2024




Ligonier Hizmetlerinin Tarihçesi
09/01/2025Tanrı’yı Tanımak









Giriş
Üçlübirlik Tanrı, kendisini hem doğada hem de Kutsal Yazılar’da açıklayarak tanıtmıştır. Genel vahiyde Tanrı kendisini evrenin Yaratıcısı ve Sürdürücüsü olarak açıklar. Özel vahiyde, kendisini İsa Mesih’te halkının Kurtarıcısı olarak açıklar. Her ne kadar Tanrı’nın bilgisi ve O’nun sonsuz gücü tüm insanlığa -onları kendi suretinde yaratmış olması sayesinde- açıklanmış olsa da Adem’de düşmüş olan herkesin O’nun hakkında kurtaran bir bilgiye ulaşabilmesi için Tanrı’nın kurtaran lütfunun Mesih’teki özel vahyine ihtiyaç duyar. Ayrıca, Tanrı’nın bu kurtaran bilgisine ulaşmak için Kutsal Ruh’un Tanrı Sözü aracılığıyla yeniden doğduran ve aydınlatan işine ihtiyacımız vardır. Tanrı hakkında gerçek ve kurtaran bir bilgi Mesih’le bir olmayı, Tanrı’yla paydaşlığı, Tanrı’nın kurtuluş için olan isteğini bilmeyi, ibadeti, çalışmayı, dinlenmeyi, lütufta büyümeyi, aile ilişkilerini, evliliği, hizmeti ve vermeyi içerir. Tanrı, halkının kendisi hakkındaki bilgilerinde gelişebilmeleri için lütuf araçları belirlemiştir.
Açıklama
İnsan ilişkilerinde, bir kişi diğerini basitçe tanımayı arzulayamaz. Karşınızdaki kişinin kendisi hakkında açık olmaya istekli olması gerekir. Aynı şekilde, Tanrı da kendisini tanımaları için insanlara kendisini açıklamalıdır. Tanrı kavranamaz ve bu nedenle tam olarak bilinemezken, suret taşıyıcıları tarafından kendisini onlara açıklayarak gerçekten bilinebilir.
Tanrı, yaratılışta sonsuz gücünü, ilahi doğasını açığa vurmuştur; öyle ki tüm insanlar -O’nun suretinde yaratılmış olmaları sayesinde- Tanrı hakkında doğuştan gelen bir bilgiye sahip olsunlar (Rom. 1:19-20). Teologlar bu doğuştan gelen bilgiye _sensus divinitatis_ (tanrı bilinci) adını vermişlerdir. Jean Calvin tanrı bilincini şöyle açıklamıştır: “İnsanların zihninde ve aslında doğal bir içgüdüyle bir tanrı bilinci vardır. Tanrı’nın kendisi, herhangi bir insanın bilgisizlik iddiasında bulunmasını önlemek için, tüm insanlara Tanrılığı hakkında bir fikir vermiştir; bu fikri sürekli olarak yenilemekte ve zaman zaman genişletmektedir; öyle ki, bir Tanrı’nın varlığından ve O’nun kendilerini Yaratan olduğundan haberdar olan herkes, O’na ibadet etmediklerinde ya da yaşamlarını O’nun hizmetine adamadıklarında kendi vicdanları tarafından mahkum edilebilsinler” (Hristiyan Dininin Temelleri 1.3.1).
Bununla birlikte, Tanrı’nın bu bilgisi düşmüş günahkârları Tanrı’yla kurtaran bir birliğe getirmek için yeterli değildir, çünkü tüm insanlar doğaları gereği Tanrı’nın gerçeğini haksızlık içinde bastırırlar (Rom. 1:18, 23). Bu da tüm insanları yargı gününde mazeretsiz bırakır (Rom. 1:20).
Adem’in suçsuz konumunda Tanrı’dan özel bir vahiy almaya ihtiyacı vardı. Adem’in Tanrı’yı gerçekten tanıması için, Tanrı’nın kendisiyle (Adem’le) ilgili iradesinin, yaratılış kurallarının ve işler antlaşmasıyla ilgili lütufkâr düzenlemesinin vahyine ihtiyacı vardı. Adem, bahçede Tanrı tarafından kendisine söylenen Tanrı sözünden ayrı bir şekilde, Rab’bin yüceliği için emek vermesi gereken bir alan olarak yaratılışın tam anlamını kavrayamazdı. Başka bir deyişle, Adem özel vahiy olmadan doğal vahyi ve bu vahyin Tanrı’nın önündeki görevleri hakkında kendisine söylediklerini tam olarak kavrayamazdı. Buna göre, Reformcu teologlar Tanrı’nın gerçek bilgisinin ancak doğal ve özel vahyin birlikte çalışmasıyla elde edilebileceğini vurgulamışlardır. Burk Parsons “Bilginin Kurtuluşu” (“The Salvation of Knowledge”) adlı makalesinde gerçek Tanrı bilgisinin önemini şöyle özetler: “Her şeye gücü yeten Tanrı’dan gelen gerçek bilgi, erdemin temeli, sevginin tesisi ve Tanrı’yı kendisini açıkladığı şekilde yüceltebilmemizin aracıdır.”
Kutsal Yazılar’da Tanrı, insanların kendisi hakkında kurtaran bir bilgiye ulaşabilmeleri için kendisiyle ilgili çeşitli gerçekleri açıklar (Rom. 10:14). Tanrı, kutsal karakterini yasası aracılığıyla ortaya koyar. Tanrı’nın ahlak yasası, Tanrı’nın suret taşıyıcıları için etik görevleriyle ilgili iradesini ortaya koyar. Tanrı, isimleriyle kendi karakterinin ve sıfatlarının yönlerini halkına açıklar. O’nun vaatleri sayesinde imanlılar Tanrı’nın lütufkâr ve merhametli olduğunu anlarlar; haksızlığı, günahı ve suçu bağışlayan bir Tanrı (Çık. 34:7; Say. 14:18; Mik. 7:18). Nihayetinde İsa, Tanrı’nın tam ve nihai vahyidir (Yu. 17:3; İbr. 1:1) ve Tanrı’nın mükemmelliğini kendi kişiliği ve işleriyle halkına açıklar. Tanrı Oğlu’nun beden alması, çarmıha gerilmesi, dirilişi, göğe yükselişi, hükümdarlığı ve vaat edilen geri dönüşü hakkındaki Kutsal Kitap gerçekleri, imanlılara Tanrı’nın karakterini öğretir, böylece O’nu tam olarak tanıyabilir ve O’na güvenebilirler.
Kilise tarihinin ortaçağı boyunca birçok Hristiyan, Tanrı’nın gizemli bilgisini, Tanrı’nın kendisini halkının ruhlarına açıkladığı doğrudan bir kurtaran bilgiyi desteklemiştir. Mistik düzende, insan herhangi bir araç olmaksızın Tanrı’nın bilgisine ulaşabilirdi. Kutsal Yazılar’a olan güçlü bağlılığıyla deneyimi sınırlayan Clairvaux’lu Bernard gibi daha az aşırı ortaçağ mistik teologları da vardı. Bernard’ın Kutsal Yazılar’a verdiği büyük önem, Jean Calvin’in Hristiyan Dininin Temelleri adlı eserinde ona atıfta bulunmasına neden olmuştur.
Buna karşın Reformcular, Tanrı Sözü’nün Tanrı’nın Ruhu tarafından Tanrı halkının yüreklerinde doğaüstü bir şekilde aydınlatılması gerektiğini vurgularken, Tanrı’nın doğrudan vahyi iddiasını reddetmişlerdir. Modern çağdaki imanlılar vahiy ile aydınlanmayı sık sık birbirine karıştırırlar. Yirminci yüzyılın Pentekostal ve karizmatik hareketlerindeki pek çok kişi bu hataya düşmüştür. Sinclair Ferguson, neden pek çok kişinin Tanrı’nın doğrudan vahyini, Tanrı’nın Ruhu tarafından Tanrı Sözü’nün sürekli aydınlatılmasına tercih ettiğini açıklamaktadır:
- Kutsal Kitap vahyinden ziyade doğrudan vahye sahip olmak daha heyecan vericidir. Daha “ruhsal”, daha “ilahi” görünür.
- Pek çok insan için, “Kutsal Kitap bana böyle söylüyor” demek yerine, “Tanrı bana bunu vahiy yoluyla söyledi” diyebilmek çok daha yetkili hissettirir.
- Doğrudan vahiy, Tanrı’nın isteğini bilmek için Kutsal Kitap’ı özenle inceleme ve Hristiyan doktrinini dikkatle değerlendirme ihtiyacını ortadan kaldırır. Doğrudan vahiyle kıyaslandığında, Kutsal Kitap çalışması -açıkçası- sıkıcı görünür.
Birçok kişi Tanrı’nın yazılı vahyinin aydınlatmasından ziyade doğrudan vahiy arayışında olsa da, Kutsal Yazılar Üçlübirlik Tanrı hakkında tam ve nihai vahiydir (1.Yu. 5:13; 2.Pe. 1:19, Vah. 22:18-19). Tanrımız ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in bilgisi aracılığıyla günahkârların kurtuluşu ve kutsal kılınması için Tanrı tarafından tayin edilen araçtır (2.Pe. 1:2, 3, 8; 2:20; 3:8).
Ligonier Editoryal
Ligonier Hizmetleri’nden makaleler, kitaplar ve eğitim içeriği.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).