İsa’nın Bizim İçin Ettiği Dua
08/08/2024Üçlü–Birlik’teki Mesih Kişisi
15/08/2024İsa’nın Duasının Bağlamı
İsa’nın Yuhanna 17’deki duası geleneksel olarak Başkâhin Duası olarak adlandırılsa da, bazıları bunu “Rab’bin Duası” olarak adlandırmıştır, çünkü İsa burada Müjdeler’de kaydedilen en uzun dualardan birini etmektedir. Yuhanna Müjdesi’nde İsa’nın öğrencilerinin isteği üzerine onlara öğrettiği ve hem Matta hem de Luka’da yer alan (Mat. 6:9-13; Lu. 11:2-4) “Rabbin Duası” –belki de “öğrencilerin duası” olarak adlandırılması daha doğru olur– yer almadığı için bu da dikkate değerdir. Yuhanna’nın kendi Müjde’sini yazarken daha önceki Müjdeleri bildiği varsayılırsa, Matta ya da Luka’daki Rabbin Duası’na yer vermek yerine İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki son duasını kaydettiği tahmin edilebilir.
Ayrıca Yuhanna’nın, İsa’nın son duasından hemen sonra, İsa’nın Romalılar tarafından gözaltına alınmasından kısa bir süre önce Kidron vadisini geçtikten hemen sonra İsa ve izleyicilerinin girdiği bir “bahçeden” söz ettiğini de unutmayın (18:1-2). Yuhanna bahçenin adını vermese de daha önceki Müjdeleri okuyanlar buranın İsa’nın tutuklanmadan hemen önce dua ettiği Getsemani olduğunu anlamakta zorluk çekmeyeceklerdir (Mat. 26:36-46; Mar. 14:32-42; Lu. 22:40-46). Bu önceki Müjdelerde, İsa’nın Baba’ya üç kez, “Baba mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.” diye yalvardığı söylenir (Mat. 26:39, 42, 44; Mar. 14:36, 39, 41; Lu. 22:42). Yuhanna’nın, İsa’nın o gece bahçeye girmeden hemen önce ne dua ettiğine ilişkin bildiklerimizi önemli ölçüde zenginleştirdiği görülmektedir.
BAĞLAM
İsa’nın Getsemani bahçesindeki duasının ilk üç Müjde’deki anlatımı, Yuhanna’nın İsa’nın son duasına ilişkin anlatımı için büyüleyici bir kanonik zemin sağlar. Fakat Yuhanna’nın Müjdesi’ndeki bağlamı nedir? Yuhanna, İsa’yla ilgili anlatısını esasen iki çarpıcı bölüme ayırır; araştırmacılar bu bölümleri “Belirtiler Kitabı” (2-12. bölümler) ve ” Yücelik/Yüceltme Kitabı” (13-21. bölümler) olarak isimlendirmişlerdir. Bu nedenle, Yuhanna’nın Müjdesi’nin iki yarısını okumak bazı açılardan, perde arası olan bir tiyatro gösterisini ya da devre arası olan bir futbol maçını izlemeye benzer. İlk yarıda İsa’nın bir Yahudi düğününde suyu şaraba dönüştürmesinden (2. bölüm) Lazar adında bir adamı ölümden diriltmesine (11. bölüm) kadar bir dizi nefes kesici mucize gerçekleştirdiği gösterilir. Ancak Yahudi ulusu trajik bir şekilde Mesih’ini reddeder (12:36-41).
Yuhanna’nın Müjdesi’nin ikinci yarısında perde açıldığında (ya da takımlar tekrar sahaya çıktığında), ortam belirgin bir şekilde değişmiştir. İsa artık imanlı kalıntıyı –Onikiler’i, yeni Mesih topluluğunu (13:1’de “kendisine ait olanlar” olarak adlandırılır; bkz. 1:11)– toplamıştır ve Yuhanna diriliş sonrası, yüceltme bakış açısını benimser. Böylece Yuhanna’nın “Yüceltme Kitabı” şu şekilde açılır (1:1-18’deki giriş önsözünü yansıtan ayrı girişe dikkat edin):
“Fısıh Bayramı’ndan* önceydi. İsa, bu dünyadan ayrılıp Baba’ya gideceği saatin geldiğini biliyordu. Dünyada kendisine ait olanları hep sevmişti; sonuna kadar da sevdi. Akşam yemeği sırasında İblis, Simun İskariot’un oğlu Yahuda’nın yüreğine İsa’ya ihanet etme isteğini koymuştu bile. İsa, Baba’nın her şeyi kendisine teslim ettiğini, kendisinin Tanrı’dan çıkıp geldiğini ve Tanrı’ya döneceğini biliyordu. Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu alıp beline doladı.” (Yu. 13:1-4)
Bunu, İsa’nın kısa bir süre sonra onların günahları uğruna çarmıhta can verirken (19:30; bkz. 3:16) sergileyeceği sevgiyi kendisine örnek aldığı meşhur ayak yıkama sahnesi izler. Bu şekilde, ayak yıkama çarmıhın “ön gösterimi” olarak hizmet eder (13:1: “sonuna kadar da sevdi”, burada “sonuna kadar” muhtemelen hem “en sonuna kadar” hem de “tamamen” anlamına gelmektedir).
Yuhanna Müjdesi’nin 13-17. bölümleri hemen hemen tamamen özgündür ve İsa’nın on iki Elçi’yle yediği Son Akşam Yemeği’ni anlatır (Yuhanna’nın, Yuhanna 6’daki Yaşam Ekmeği Söylemi Son Akşam Yemeği’ni yansıtıyor olsa da Sinoptik Müjdeler’i varsayarak, İsa’nın bedeni ve kanıyla yeni antlaşmayı tesis etmesine açıkça atıfta bulunmadığına dikkat edin). Sadece burada İsa’nın en yakın öğrencilerine veda ederken verdiği talimatları buluruz; bunlar arasında Kutsal Ruh’un gelişiyle ilgili yönergeler (14, 16. bölümler) ve O’nun ayrılışından sonra Mesih’te nasıl kalınacağına dair direktifler (15. bölüm) yer alır. Yuhanna’nın çile anlatısından önce gelen 13-17. bölümlerin (Veda ya da Üst Kattaki Oda Konuşması olarak adlandırılır) genel yapısı şu şekildedir. Yuhanna 13:1-30 ayak yıkamayı hem Veda Söylemi’ne hem de Yüceltme Kitabı’nın tamamına (18-21. bölümlerdeki çile anlatısı da dahil) bir tür giriş olarak anlatır.
Ardından, topluluk arındıktan ve hain Yahuda odayı terk ettikten sonra (13:30), İsa 13:31’den 16:33’e kadar süren Veda Söylemi’nde On Birler’e talimat vermeye başlar. İsa’nın sözleri zaman zaman öğrencilerinden gelen sorularla kesilir (örneğin, 13:36-37 [Petrus]; 14:5 [Tomas], 8 [Filipus], 22 [diğer Yahuda]), ancak çoğunlukla İsa kendisini izleyenleri fiziksel varlığından ayrı bir yaşama hazırlar. Kuşkusuz İsa’nın izleyicileri sevgili Efendileri’ni kaybetmenin tamamen felaket olacağını düşünmüşlerdir; ancak İsa onları bunun aslında daha iyi sonuçlanacağına ikna etmeye çalışır. O sahneden çekildikten sonra, Baba’yla birlikte Ruh’u göndererek imanlıların içinde yaşamasını sağlayacaktır. Bu şekilde, İsa’nın onlarla birlikte olmasından ziyade, Ruh onların içinde olacak, onların arasında ve hatta en içteki varlıklarında yoğunlaştırılmış ve daha da güçlü bir ilahi huzura neden olacaktı.
Elbette, Yeni Antlaşma imanlıları olarak, Mesih’e ve O’nun bizim uğrumuza çarmıhta ölümüne iman eden bizler Kutsal Ruh’un doluluğunu kişisel olarak deneyimledik, ancak Üst Oda’daki öğrenciler için Ruh’un hizmetinin doluluğu hâlâ gelecekteydi. Burada İsa’nın onlara yakında gerçekleşecek olan ilk Hristiyan Pentikostu’nu anlattığını görüyoruz (Elç. 2; bkz. Yu. 20:22, burada İsa öğrencilerini görevlendirirken bu gerçeği ilk kez dile getirmektedir). İsa talimatlarını, öğrencilerinin O’nun çarmıha gerilmesiyle ilgili geçici keder deneyimini bir kadının doğum deneyimiyle örneklendirerek bitirir: kısa vadede acı verici olsa da bebek doğduğunda bu acı kısa sürede yerini sevince bırakır (16:16-33). Benzer şekilde, öğrenciler de İsa’nın ölümünden dolayı kısa bir süre yas tutacaklar, ancak kısa süre sonra O’nun ölümden dirildiğini gördüklerinde sevinçten coşacaklardır.
İsa sözlerini şöyle bitirir: “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (16:33). Bu şekilde İsa, yaklaşmakta olan sıkıntıyla ilgili olarak öğrencilerine güven vermekte ve kendisinin dünyaya ve “bu dünyanın egemeni” olan Şeytan’a karşı zaferini öngörmektedir (12:31; 14:30; 16:11).
DUA
Yeni Antlaşma’da İsa’nın başkâhinlik rolünü ortaya koyan ve açıklayan öncelikle İbraniler kitabıdır. Yeni Antlaşma bir bütün olarak İsa’yı Peygamber, Kâhin ve Kral olarak üç rolüyle betimler. Peygamberlik göreviyle ilgili olarak İsa, Yuhanna’nın Müjdesi’nde kaydedilen ilk Fısıh Bayramı münasebetiyle Yeruşalim’e yaptığı ilk ziyarette tapınağı temizlerken bir Peygamber olarak hareket eder (2:13-22). Mezmur yazarının çizdiği resme uygun olarak, İsa’nın Tanrı’nın yüceliği ve insanların tapınmasının paklığı için tutkuyla yanıp tutuştuğu gösterilir (Yu.2:17; bkz. Mez. 69:10). Tapınak, İsa’nın “Babasının evi” (Yu. 2:16; bkz. Lu. 2:49), Mesihsel Damat’ın (Yu. 3:9) ayrıldıktan sonra öğrencileri için bir yer hazırlamak üzere gideceği yerdir (14:2-3).
Ayrıca, insanlar İsa’nın beş bin kişiyi doyururken gerçekleştirdiği mesihsel belirtiyi gördüklerinde, “Musa gibi bir peygamberin” (Yas. 18:15-19) gelişi beklentisine uygun olarak, “Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur” derler (6:14, vurgu eklenmiştir). Bununla birlikte, tapınağın temizlenmesi sırasında İsa’nın reddedildiğini ve Yahudi ulusu hakkında hüküm verdiğini ve “dünyaya gelecek olan Peygamber” olarak tanındığında, “onların gelip kendisini kral yapmak üzere zorla götüreceklerini bildiğinden” uzaklaştığını da unutmayın (Yu. 6:14-15). Böylece, Yuhanna’nın Celile’de Mesih’in belirtilerinden birini gerçekleştirmesinden hemen önce İsa’yla ilgili olarak belirttiği üzere, “bir peygamberin kendi memleketinde saygı görmediğine tanıklık etmişti.” (4:44; bkz. Mat. 13:57; Mar. 6:4; Lu. 4:24). Dolayısıyla, Yuhanna’nın Müjdesi’nde İsa gerçekten de bir peygamberdir, fakat hem Yeruşalim’deki Yahudi yetkililer hem de kuzey Celile’deki kendi halkı tarafından reddedilen bir peygamberdir.
İsa’nın Kral olmasıyla ilgili olarak, beş bin kişinin doyurulmasından hemen sonra insanların İsa’yı zorla kralları olmaya zorlayacaklarını az önce gördük (Yu. 6:15). Daha sonra, İsa çarmıha gerilmeden hemen önce Yeruşalim’e zaferle girerken, bir eşeğe biner ve Süleyman usulü şehre girer (12:12-19; bkz. 1.Kr. 1:38); bu O’nun yüce alçakgönüllülüğünün simgesidir (Yu. 12:14) ve Eski Antlaşma peygamberi Zekeriya’nın şu peygamberliğini gerçekleştirir: “Korkma, ey Siyon* kızı! İşte, Kralın sıpaya binmiş geliyor.” (15. ayet; bkz. Zek. 9:9). Büyük kalabalıklar O’nu karşılamak için dışarı çıkar, Yahudi milliyetçiliğinin bir işareti olarak hurma dallarını sallarlar –Eriha’nın yakınları “Hurma Şehri” olarak bilinirdi ve hurma dalları Yahudi ulusal onurunun sembolleriydi– ve şöyle haykırırlar: “Hozana! Rab’bin adıyla gelene, İsrail’in Kralı’na övgüler olsun!” (Yu. 12:13).
Ne var ki, buradaki insanlar İsa’yı Kralları olarak selamlarken, kısa bir süre sonra benzer bir kalabalık İsa’yı mahkûm etmek için Yahudi yetkililere katılır. Pilatus sahte bir duruşmadan sonra İsa’yı onlara sunup, “İşte Kralınız!” dediğinde, “Yok et O’nu! Yok et, çarmıha ger!” diye bağırırlar. (19:14-15). Pilatus, “Kralınızı mı çarmıha gereyim?” diye karşılık verdiğinde, başkâhinler tüyler ürpertici bir şekilde, “Sezar’dan başka kralımız yok!” diye yanıt verirler (15. ayet). “Suçlu” kararını açıkladıktan sonra Pilatus, üzerinde “Nasıralı İsa, Yahudilerin Kralı” yazan üç dilde bir levha yaptırır ve bu levhayı İsa’ya yöneltilen suçlamayı belirtmek üzere çarmıha çaktırır (19. ayet). Hâlâ tatmin olmamış olan Yahudi yetkililer, Roma valisini yazıyı “Kendisi, ‘Ben Yahudiler’in Kralı’yım dedi'” şeklinde değiştirmesi için ikna etmeye çalışırlar, ancak Pilatus onları başından savar (21-22. ayetler). Böylece, derin ve trajik bir ironiyle, Pilatus Yahudilerin reddettiği şeyi –İsa’nın Kral olarak rolünü– onaylar. Tıpkı insanların O’nu reddetmelerine rağmen İsa’nın gerçek Peygamber olması gibi, onların O’nu reddetmelerine rağmen İsa da gerçekten onların Kralı’dır.
İsa’nın kâhinlik görevi Yuhanna Müjdesi’nde Peygamber ve Kral rolleriyle aynı derecede açıkça ifade edilmemiştir. Bununla birlikte, O’nun çarmıhtaki ölümü kurban terimleriyle sunulur. O, “dünyanın günahlarını ortadan kaldırmak” için ölen “Tanrı Kuzusu”dur (1:29, 36); “koyunları” için canını veren “İyi Çoban”dır (10:15, 17-18). O yıl Yahudi başkâhini olan Kayafa, bilmeden de olsa doğru bir şekilde, İsa’nın halkın günahları için ölen “tek bir adam” olduğu kehanetinde bulunmuştu; böylece sadece Yahudi halkına değil, Yahudi olmayanlara da kurtuluş sunulabilecekti (11:50-52; bkz. 10:16). Bu kâhinlik, şefaat görevini yerine getirerek –paradoksal olarak hem Başkâhin hem de kusursuz kurban olarak hizmet ederek– Kayafa resmî olarak bu görevi üstlenmiş olsa da Başkâhin olarak hizmet eden gerçekten İsa’ydı.
Ayrıca, Yuhanna’nın İsa’nın görevini betimlemesine sürekli olarak Fısıh teması eşlik eder, bu da İsa’nın İsrail’in Mısır’dan çıkışı ve kölelikten kurtuluşuyla bağlantılı olarak Fısıh simgeciliğini yerine getirdiğini gösterir. Bu bağlamda, Yuhanna kuşkusuz Pavlus’un “Fısıh kuzumuz Mesih kurban edildi” (1.Ko. 5:7) şeklindeki beyanını yinelemiştir. Tüm bu açılardan Yuhanna, insanlar tarafından reddedilmesine rağmen İsa’yı gerçek Peygamber, Kâhin ve Kral olarak takdim eder. Aslında, insanların O’nu Peygamber, Kâhin ve Kral olarak reddetmesi, O’nun Mesihlik görevinin ayrılmaz bir parçasıydı (bkz. Yu. 12:38-41). İşte bu çerçevede Yuhanna İsa’yı, önce kendisi için (17:1-5), sonra öğrencileri için (17:6-19) ve son olarak da ilk izleyicilerinin tanıklığıyla iman edecek olanlar için (17:20-26) aracılık ettiği gösterilen son duasını ederken gösterir.
İSA’NIN NİYETİ
İsa’nın Yuhanna’nın Veda Söylemi’ni bitiren duasının en başındaki tutumu sadece günahsızlıkla değil, aynı zamanda özveriyle de belirgindir. Çarpıcı bir şekilde, İsa son saatinde sadece kendi mesihlik görevini tamamlamakla değil, aynı zamanda öğrencilerinin ruhsal esenliği ve gelecekteki görevleriyle de ilgilenmektedir. Bu bağlamda, şefaatçinin kâhinlik rolünü üstlenir. “O’na verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin”, yani hem tek gerçek Tanrı’yı hem de O’nun gönderdiği İsa’yı tanımalarıyla ilgilenir (Yu. 17:2-3). Kendisi için yücelik kazanmaya çalışmak yerine Baba’ya yücelik kazandırmakla da ilgilenir (4-5. ayetler).
İsa almaya –kendi çıkarlarını gözetmeye ya da kendi itibarını artırmaya– değil, vermeye gelmiştir: kayıp günahkârlara sonsuz yaşam vermeye ve kendisini yaşam veren görevine gönderen Baba’ya yücelik kazandırmaya gelmiştir. İsa, ayak yıkamada gösterdiği gibi başkalarını gözeterek imanlılar için bir örnek teşkil eder (Yu. 13:15-16; bkz. Flp. 2:1-11). İsa’nın “yeni buyruğuna” göre, O’nun bizi sevdiği gibi biz de birbirimizi sevmeliyiz (Yu. 13:34-35). İsa’nın özverili ve başkalarına karşı üstün saygılı örneği –başkalarına karşı sınırsız özverili sevgisi– birçok Hristiyan olduğunu iddia eden kişi arasında bile kendini öne çıkarmanın ve kişisel çıkarların revaçta olduğu bir dünyada son derece sarsıcıdır.
İsa, Baba’nın kendisine emanet ettiği kişileri, hem kendisinden hem de onlardan nefret eden bir dünyada ruhsal olarak güvende tutması konusunda da ilgilidir: “Kutsal Baba, onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar” (Yu. 17:11). Öğrenciler dünyadadırlar ama dünyadan değildirler (11, 14, 16. ayetler). İsa onlara Tanrı’nın Sözü’nü vermiştir (14. ayet) ve yakında Ruhu’nu gönderecektir. İsa’nın duası, Baba’nın imanlıları dünyadan çıkarması değil, dünyada kaldıkları sürece onları “kötü olandan” korumasıdır (15. ayet). Bu nedenle O’nun duası, imanlıların Tanrı Sözü’nün gerçeği aracılığıyla kutsanmaları –kutsallaşmaları– içindir (17. ayet). Dahası, onların kutsamaları bencil amaçlar için değil, kendi kutsallıklarının tadını çıkarabilmeleri içindir. Bilakis, görev amaçlıdır (Yu. 17:18). Kutsallaştırılmanın bu görev amacı genellikle göz ardı edilir ki bu son derece üzücüdür, çünkü kutsallaştırılma sadece görevle sonuçlanmamalı, aynı zamanda görev de kutsallaştırılmış insanlar tarafından yerine getirilmelidir; Ruh’u almış ve Tanrı’nın Sözü’ne itaat eden insanlar ve birbirlerini seven ve Mesih’e olan ortak bağlılıklarında ve dünyaya yönelik görev amaçlarında birleşmiş insanlar (20-26. ayetler; bkz. Ef. 4:1-6). İmanlı topluluğunun İsa’nın Ruh’unun birbirlerine olan sevgisiyle desteklenen birleşik misyonu, bu nedenle İsa’nın Yuhanna 17’deki son duasının altında yatan vizyondur.
Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri Table Talk Magazine blogunda yayınlanmıştır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).