İhtiyatlılık Nedir?
14/11/2024
Tembellik nedir?
21/11/2024
İhtiyatlılık Nedir?
14/11/2024
Tembellik nedir?
21/11/2024

Gurur Nedir?

Gurur kelimesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Kültürümüzde bu genellikle iyi bir şey olarak görülür. Örneğin, “İşinle gurur duy” veya “Okuluyla gurur duyduğunu gösteriyor” diyebiliriz. Kendinize ve kim olduğunuza güvenip istediğinizi yapmak, öz-gurur (kendiyle gurur duyma) olarak kabul edilir ve hem onaylanır hem de teşvik edilir. Sözlükte gurur hem “makul öz saygı” hem de “abartılı öz saygı” olarak tanımlanmaktadır.

Aşırı gurur diye bir şey vardır ve herkes bunu gördüğünde anlar. İnsanın aklına Shakespeare’in Macbeth‘i, onun güç arzusu ve bunun nasıl çöküşüne yol açtığı; ya da Napolyon ve onun Rusya ile savaşında yenilgisiyle sonuçlanan gururu geliyor. Milton’ın Kayıp Cennet‘i Şeytan’ın Tanrı’ya isyan edip “Cennette hizmet etmektense cehennemde saltanat sürmek daha iyidir” dediğinde duyduğu gururu anlatır.

Kültürümüzde gururun dereceleri olduğu düşünülse de, Kutsal Kitap’ta gurur günahla eş tutulmuştur.

Küstahların Gururu

Süleyman’ın Özdeyişleri 8’de bilgelik, çağrısına kulak verecek olanlara sokaklarda seslenir. Şu şekilde haykırır: “RAB’den korkmak kötülükten nefret etmek demektir. Kibirden, küstahlıktan, kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim” (Özd. 8:13). Süleyman’ın Özdeyişleri 16:18, “Gururun ardından yıkım, kibirli ruhun ardından da düşüş gelir” diye uyarır. Markos 7’de İsa, insanı kirletenin dışındakiler değil, içindekiler, yani gurur da dahil olmak üzere yüreğindekiler olduğunu açıklamıştır: “Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır” (Mar. 7:21-22). Yazar Ed Welch gururu “günahı tanımlamanın en önde gelen yollarından biri “1 olarak tanımlamaktadır.

Gurur genellikle ilk günahın kökü olarak kabul edilir. Yaratılış 3’te, Şeytan bahçede Havva’yı ayarttığında gerçeği çarpıtmıştır. Ona, Tanrı’nın onun olabileceği en iyi kişi olmasını engellediğini, Tanrı’nın ondan bir şeyler sakladığını söyledi. Ağacın bilgelik kazanmak için çekici olduğunu görünce yasak meyveden yedi ve Adem de onunla birlikte yedi (Yar. 3:6), böylece Tanrı’nın buyruğuna karşı günah işledi ve insanlığın düşüşüne yol açtı. O andan itibaren hepimiz hayatımızı kendimiz etrafında şekillendiririz. Tanrı’nın bilgeliğini gözümüzde küçültürüz. Kendimizi Tanrı’dan ve başkalarından üstün tutarız.

Gurur küstahlıktır. Gurur daha iyi bildiğini ve daha iyi olduğunu düşünür. Gurur kendini ilk sıraya koyar. Kendisinden başka kimseye boyun eğmez. Ancak, C.S. Lewis’in Özde Hristiyanlık kitabında yazdığı gibi, “Gurur ruhsal bir kanserdir: sevgi, hoşnutluk ve hatta ihtiyat olasılığını yiyip bitirir.”

Gurura karşı Alçakgönüllülük

Kutsal Kitap, gururu alçakgönüllülüğün zıttı olarak sunar. Süleyman’ın Özdeyişleri kitabında bunu açıkça görürüz:

  • “[Gururun] ardından utanç gelir, ama bilgelik alçakgönüllülerdedir” (Özd. 11:2).
  • “Yürekteki gururu düşüş, alçakgönüllülüğü ise onur izler” (Özd. 18:12).
  • “Kibir insanı küçük düşürür, alçakgönüllülükse onur kazandırır” (Özd. 29:23).

Gururlular kendi krallıklarının krallarıymış gibi yaşarken, alçakgönüllüler kralların Kralı’nın yaratıkları olduklarının farkındadırlar. Tanrı Tanrı’dır ama biz değiliz. Bizi O yarattı ve biz O’na aitiz. Yaşam, soluk ve diğer her şey için Tanrı’ya muhtacız (Elç. 17:25). Sahip olduğumuz her şey, olduğumuz her şey O’nun lütfu sayesindedir.

İşte bu yüzden gururla birlikte utanç ve onursuzluk da gelir. Tanrı bir süreliğine kendi evrenimizin kralı olduğumuza dair sahte gerçekliği yaşamamıza izin verse de, eninde sonunda gerçek ortaya çıkacaktır. Kontrolün bizde olmadığı gerçeğiyle yüz yüze geleceğiz. Tutunduğumuz her şeyi kaybedeceğiz. Kendimizin sonuna geleceğiz. Krallığımız yıkılacak ve elimizde hiçbir şey kalmayacak. Düşüşten önce gurur gelir.

Tanrı’nın kibirlileri alçaltması, O’nun lütfunun bir eylemidir. O boşluk anında, tövbe etme ve Ruh’un yüreklerimizdeki çalışmasına teslim olma fırsatımız vardır. Bunu yaparken tacımızı bir kenara bırakır, Kral’ın önünde eğilir ve O’nun rabliğine teslim oluruz.

Gururu Ertelemek

Elçi Pavlus, Mesih’e iman edenleri O’nun yolundan gitmeye teşvik eder. Hayatımızı Mesih’i örnek alarak yaşamalıyız. Filipililer 2’de Pavlus bizi, İsa’nın cennetin görkemini bırakıp insan bedenine bürünerek bizim yaşamakta başarısız olduğumuz hayatı yaşayıp bizim hak ettiğimiz ölüme katlandığı zaman yapmış olduğu gibi alçakgönüllülük içinde yaşamaya çağırır. Mesih’in bizim için yaptıklarından ve Kutsal Ruh’un içimizdeki işinden dolayı, gururumuzu bir kenara bırakıp alçakgönüllülükle yaşayabilir, başkalarını kendimizden üstün tutabiliriz:

Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle öbürünü kendinden üstün saysın. Yalnız kendi yararını değil, başkalarının yararını da gözetsin. Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir yana bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. (Flp. 2:3-8)

Böylesi bir alçakgönüllülük, iyi bir gurur olarak düşünebileceğimiz bir gururu doğurur; benliğe odaklanmayan bir gurur. Bunu, Pavlus’un Mesih’in kendisindeki işinden bahsettiği Romalılar 15’te görürüz. Müjde’yi diğer uluslara ulaştırmak için verdiği emeği anlatır ve şöyle yazar: “Bunun için Mesih İsa’ya ait biri olarak Tanrı’ya verdiğim hizmetle övünebilirim” (17. ayet). Pavlus, Filipi kilisesini Mesih’in alçakgönüllülüğünü izlemeye teşvik ettikten sonra, kendisi hakkında şöyle yazar: “Yaşam sözüne sarılın. Öyle ki, Mesih’in Günü’nde bununla övünç duyayım. Çünkü bu, boşa koşmadığımı boş yere emek harcamadığımı gösterecektir” (2:16 – Thomas Cosmades Çevirisi). Biz de kendi çabalarımızla ve başkalarının yaptıklarıyla tanrısal bir gurur duyabiliriz. Bir çocuğa okuldaki çabalarından gurur duyduğumuzu söyleyebilir ve Rab’bin bir hizmeti büyütmek için bizi nasıl kullandığına sevinebiliriz.

Tanrı’dan ayrı olarak herhangi bir şey yapabileceğimizi düşünmek küstahlıktır. Bizi yaratan O’dur; bizi yaşatan da O’dur. Rab’bin önünde alçakgönüllü olalım ve O’nun lütfuna bağımlı olarak yaşayalım.


Bu makale Erdemler ve Erdemsizlikler serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Christina Fox
Christina Fox
Christina R. Fox, Connection Point Alpharetta'da danışman ve PCA Women’s Ministry blogu enCourage'ın içerik editörüdür. Aralarında Closer Than a Sister, A Holy Fear ve Like Our Father adlı kitabın da bulunduğu çok sayıda kitabın yazarıdır. Ayrıca ChristinaFox.com adresinde blog yazmaktadır.