Malaki Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
17/04/2025
Hoşea Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
24/04/2025
Malaki Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
17/04/2025
Hoşea Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
24/04/2025

Hagay Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey

1. Şimdi Rab’be itaate öncelik verme zamanıdır.

Hagay kitabı cesareti kırılmış bir halka yazılmıştır. Babil’den Yahuda’ya dönen halk, evlerindeki yaşamı ezici bir şekilde zor buluyordu. Dört bir yanları düşmanlarla çevriliyken ana vatanlarını ve eski yaşamlarını yeniden inşa etmek hayal ettiklerinden çok daha zordu ve Yeşaya 40-66 bölümlerinde yer alan görkemli vaatleri, yaşadıkları deneyimden çok uzak görünüyordu. Sonuç olarak, hayatları kolaylaşana kadar tapınağın yeniden inşası projesini askıya aldılar. Şimdi böyle iddialı planlar için uygun bir zaman olmadığı apaçık ortadaydı (Hag. 1:2).

Ancak Rab’bin bakış açısı farklıydı. Kendi ağaç kaplamalı evlerini inşa edecek kaynakları bulduklarına dikkat çekti (Hag. 1:4; ayrıca bkz. 1.Kr. 6:9; 7:3, 7). Bu arada, itaatsizlikleri nedeniyle diğer faaliyetleri Tanrı’nın laneti altındaydı (Hag. 1:5-6). Yolları üzerinde düşünmeli, bahaneleri ortadan kaldırmalı ve Rab’be itaate öncelik vermelidirler (Hag. 1:8). Vali Zerubbabil ve başkâhin Yeşu’nun önderliğindeki halk Hagay’ın sözlerini dinledi ve çalışmaya başladı (Hag. 1:12). Rab onlarla birlikteydi ve Rab’bin halkıyla birlikte varlığının görünür simgesi olan tapınağı yeniden inşa etmek için birlikte çalışmak üzere onların ruhlarını harekete geçirdi (Hag. 1:14).

2. En iyisi henüz gelmedi.

Halk Yeruşalim’deki tapınağı yeniden inşa etmek için çalışırken, başka bir potansiyel cesaret kırıcı durum ortaya çıktı. Yeni tapınak, öncekine eşlik eden eski görkeminden hiçbir şey taşımıyordu (Hag. 2:2-3). Yeni tapınak, Süleyman’ın tapınağıyla aynı büyüklükte olmasına rağmen, sadece bol miktarda gümüş ve altından yoksun değildi, aynı zamanda tapınak artık Süleyman’ın günlerinde olduğu gibi bir krallığın ve imparatorluğun merkezî sembolü değildi. Daha da kötüsü, Rab’bin görkemi, Babilliler tarafından yıkılmadan önce tapınağı terk etmişti (Hez. 10). Tanrı’nın varlığının vaat edilen dönüşü olmadan (bkz. Hez. 43), tapınak değersiz, içi boş bir kabuk olarak kalacaktı. Yine de Rab’bin peygamber aracılığıyla söylediği sözler, bu dönüşün meyveleri henüz görünmese de, halkı O’nun gerçekten aralarına döndüğünü görmeleri için cesaretlendirdi (Hag. 2:4-5). Halk güçlü olmalı ve çalışmalıdır; bu buyruklar Yeşu’nun ve Süleyman’ın günlerinde verilen buyrukların aynısıdır (Yşu. 1:6; 1.Kr. 2:2). Mısır’dan çıktıklarında İsrail’le birlikte olan aynı Tanrı hâlâ onlarla birlikteydi ve emeklerinin boşa gitmemesini sağlayacaktı (Hag. 1:13).

Yine de gözleriyle görebildikleri şey Rab’bin işinin nihai ölçüsü değildi. Geriye bakıp O’nun geçmişte yaptıklarından cesaret alabilirlerdi, ama Rab’bin gelecekte yapacaklarını da hatırlamaları gerekiyordu (Hag. 2:6-9). Rab’bin, tapınağından akan esenlikle (şalom) halkına bereket sağlarken, bu mevcut dünya düzenini değiştireceği, alt üst edeceği ve uluslara hadlerini bildireceği bir gün geliyordu.

3. Rab’bin vaatleri bugünü ve geleceği birbirine bağlar.

Rab’bin Yeruşalim’deki tapınakta somutlaşan halkıyla birlikte olma vaadi ve Davut soyunda somutlaşan Mesih vaadi, Hagay’ın peygamberliği boyunca iplik gibi uzanır (bkz. 2.Sa. 7). Peygamberin işinin başlangıcında, her ikisi de söz konusu görünmektedir: Yeruşalim tapınağı hâlâ harabe halindedir, Rab’bin görkemi tarafından terk edilmiştir ve Davut soyu kesilmiş, atılmış bir mühür yüzüğü gibi Rab tarafından reddedilmiş görünmektedir (bkz. Yer. 22:24-26). Kitabın sonunda geri getirilmenin somut kanıtları vardır; tapınak yeniden inşa edilir ve Davut’un soyundan gelen vali Zerubbabil, Tanrı’nın seçilmiş mühür yüzüğü olarak onaylanır (Hag. 2:23). Yine de tapınak hâlâ görkemden yoksundu ve vali ne bir kraldı ne de vaat edilen Mesih’ti. Halk, Tanrı’nın aralarında yapmakta olduğu iyi şeylerin son günde tamamlanacağına inanarak imanla yaşamak zorunda kalacaktı.

Her iki vaat de İsa Mesih’e işaret ediyordu. İsa Mesih, Tanrı’nın gerçek tapınağıdır (Yu. 2:19), Tanrı’nın yüceliğinin bizimle birlikte yaşamak için geldiği kişidir (Yu. 1:14). İmmanuel (“Tanrı bizimle”) olarak İsa, halkının ortasında Tanrı’nın varlığını fiziksel olarak temsil ediyordu. İsa göğe yükseldiğine ve Ruhu’nu kilisenin üzerine döktüğüne göre, Tanrı’nın varlığı dünyada O’nun halkı olan bizler tarafından temsil edilmektedir. Mesih’in bedeni olarak kilise, Yahudi ve Yahudi olmayanlardan oluşan ve Tanrı için kutsal bir konut olarak birlikte inşa edilen yeni tapınaktır (Ef. 2:16-22; bkz. 2.Ko. 6:16-7:1).

Biz de Zerubbabil’in büyük Oğlu’na, yani İsa Mesih’e umudumuzun bulunduğu Kişi olarak bakıyoruz (Mat. 1:13). O’nun da insanları kendisine çekecek bir şekli ya da ihtişamı yoktu; bir kul özünü almış, sonra da çarmıhta ölecek kadar kendisini alçaltmıştı (Flp. 2:5-8). Yine de bu itaat eyleminin bir sonucu olarak Tanrı, meshettiği kişiyi her adın üstünde adı bağışlamıştır (Flp. 2:9-11). Şu anda, göklerin ve yerin son kez sarsılmasını beklerken, çağrımız Mesih’in ölümü ve dirilişi ışığında Rab’deki emeğimizin boşa gitmediğini bilerek sadık olmaktır (1.Ko. 15:58).


Bu makale Bilmeniz Gereken 3 Şey serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Iain Duguid
Iain Duguid
Dr. Iain Duguid, Philadelphia'daki Westminster Theological Seminary'de Eski Antlaşma profesörüdür. The Whole Armor of God ve Zephaniah, Haggai & Malachi de dahil olmak üzere birçok kitabın yazarıdır.