3 Yasacılık Türü
05/12/2023
3 Yasacılık Türü
05/12/2023

Yaratılış Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey

Günümüz okurlarının birçoğu Yaratılış’ı özenle oluşturulmuş bir edebiyat eseri olarak görmez. Çünkü onu parça parça okumaya alışmış durumdayız. Hristiyanların genel ve özel okuma alışkanlıkları, Yaratılış’ın tek ve tutarlı bir kitap olarak anlaşılması gerektiği fikrine karşıdır. Bunun sonucunda da önemli noktalar gözden kaçmaktadır. Yaratılış’ın dikkat edilmesi gereken üç önemli özelliğinden bahsetmek istiyorum. 

1. Yaratılış, eşsiz bir aile soyunun tarihini izlemek için yazılmıştır. 

İlk olarak, Yaratılış, her nesilde bir erkek ferdi (“baba soyu”) öne çıkaran eşsiz bir aile çizgisinin tarihini izleyebilmek için yazılmıştır. Grekçe genesis terimi “soyağacı” anlamına gelir. Bu soy Adem’le başlar ve üçüncü oğlu Şit aracılığıyla Nuh’a kadar uzanır (bkz. Yar. 5:1-32). Nuh’tan itibaren soy, Sam üzerinden İbrahim’e kadar izlenir (Yar. 11:10-26). Bundan sonra hikâyenin hızı yavaşlar, ancak eşsiz aile soyuna olan ilgi devam eder. Sara’nın çocuksuz olması soyun devam etmesinin önünde büyük bir engeldir, ancak Tanrı Sara’nın İshak adında bir oğlu olmasını sağlar. İshak’ın ötesinde soy, Esav’ın küçük ikiz kardeşi Yakup’a (daha sonra İsrail adını alır) kadar uzanır. Esav’ın ata soyunda bir sonraki sırada olması gerekirdi, ancak Esav doğuştan gelen hakkını küçümseyerek, ata soyunun bir parçası olmak isteyen küçük kardeşi Yakup’a bir kâse çorba karşılığında satar (Yar. 25:29-34). Yakup’un ötesinde soy Yusuf (bkz. 1Ta. 5:1-2) ve Yakup’un ağabeyi Manaşşe’nin önüne koyduğu küçük oğlu Efrayim’le ilişkilidir (Yar. 48:13-20). İlginç olarak, Yaratılış sık sık ilk doğan oğulların soy içinde neden es geçildiğine dair ipuçları verir (örneğin, Ruben’in Bilha ile uygunsuz ilişkisi; bkz. Yar. 35:22). 

Yusuf ağabeylerine göre önceliğe sahipken, Yaratılış baba soyunun tarihinde önemli bir değişiklik yapar. Genellikle Yusuf’un yaşam öyküsünü kesintiye uğrattığı için göz ardı edilen Yaratılış 38’de dikkatler Yahuda’ya çevrilir. Baba soyu göz önünde bulundurularak okunan Yaratılış 38, en büyük oğulları Tanrı tarafından öldürüldüğünde tehlikede görünen Yahuda’nın soyunun izini sürmekle ilgilidir. Tamar’ın sıra dışı müdahalesi Yahuda’nın hayatında köklü bir dönüşüme yol açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72). 

Peki bu soy niçin bu kadar önemli? Yaratılış 3:15’ten başlayarak, Havva’nın gelecekte Tanrı’nın baş düşmanı olan yılanı devirecek bir soya sahip olacağı anlatılır. Yaratılış ilerledikçe, vaat edilen bu soyun Tanrı’nın kutsamasına yeryüzündeki uluslara aracılık edecek ve Tanrı’nın kusursuz vekili olarak Tanrı’nın krallığını kuracak bir kral olacağını keşfederiz. Bu beklentilerle Yaratılış, İsa Mesih’in gelişini dört gözle bekler. 

2. Tanrı İbrahim’le sonsuza dek sürecek bir antlaşma yaparak onu birçok ulusun babası yapar. 

İkinci olarak, Yaratılış’taki soyağacını temel alan Tanrı, İbrahim’le birçok ulusun babası olacağını belirten ebedi bir antlaşma yapar (Yar. 17:4-5). Yaratılış’ı okuyanların çoğu ve pek çok uzman, İbrahim’in tek bir ulus olan İsrail’in babası olmasıyla bağlantılı olan Yaratılış 15’teki antlaşmaya odaklanır. Ancak Yaratılış 17’deki antlaşma çok daha önemlidir ve önceki antlaşmayı da kapsayarak İbrahim’in babalığını uluslara yayar. Bu babalık doğası gereği biyolojik değil, ruhsaldır. Sünnet antlaşması, İbrahim’in soyundan gelen birinin Tanrı’yı Kralları olarak kabul edenlere Tanrı’nın bereketini getireceğini güvence altına alır. Bu nedenle, ulusların gelecekteki bir krala hizmet etme beklentisi, İshak tarafından Yakup’a (Yar. 27:29) ve Yakup tarafından Yahuda’ya (Yar. 49:10) verilen atalara özgü kutsamalarda yansıtılır. Yeni Antlaşma’ya geçtiğimizde, Elçi Petrus’un İsa Mesih’i İbrahim’e verilen vaatleri yerine getiren Kişi olarak tanımladığını görürüz (Elç. 3:25-26). Benzer şekilde, Elçi Pavlus’a göre, sünnet antlaşmasıyla ilişkili vaatler Yahudi olmayanların Tanrı’nın halkına dahil edilmesinin temelini oluşturur (Gal. 3:15-29). 

3. Kutsama teması, nihayetinde İsa Mesih’e götürecek olan soyla bağlantılıdır. 

Yaratılış’ın sıklıkla farkına varılmayan üçüncü özelliği, kutsama temasının sonunda İsa Mesih’e ulaşacak olan soyla ilişkilendirilme biçimidir. Aden Bahçesi’nde Adem ve Havva’nın eylemleri insan varlığını olumsuz etkileyecek ilahi lanetlerle sonuçlanır. Bunun tam tersine, Tanrı’nın İbrahim’e yaptığı çağrı yeryüzündeki tüm aileler için ilahi bereket imkânı sunar (Yar. 12:1-3). Bu kutsama teması daha sonra İbrahim’in soyuyla ilişkilendirilir (Yar. 22:18). Genellikle bu kutsamanın bir bütün olarak İsrail ulusu aracılığıyla geleceği varsayılsa da Yaratılış kutsamanın kaynağını soyun sonraki mensuplarıyla sınırlar. Bu kutsama (beraka) doğum hakkına (bekora) sahip olan kişiyle bağlantılıdır. Bunu özellikle Yakup ve Esav’ın öyküsünde görürüz; Yakup başkalarına bereket getiren kişidir ve bu gerçek amcası Lavan tarafından da kabul edilmiştir (Yar. 30:27-30). Benzer bir şekilde, Yusuf da başkaları için bir bereket kaynağıdır; Yaratılış 39:5’te Potifar’ın “evde ve tarlada” sahip olduğu her şeyle ilgili olarak bu nokta açıkça belirtilir. Daha sonra, hapse atılmasına rağmen, Yusuf “Firavun’un başdanışmanı” (Yar. 45:8) ve şiddetli bir kıtlık sırasında çeşitli uluslar için bir bereket kaynağı olacak şekilde yüceltilir. 

Yaratılış’ın bütüncül bir okuması, kitabın ustalıkla oluşturulduğunu ortaya koyar. Edebi bir kolaj olan Yaratılış, hepimiz için ilahi bereketin kaynağı olan İsa Mesih’e işaret eden birleşik bir fikri iletmek için farklı türde malzemelerden yararlanır. 


Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri Blogunda yayınlanmıştır.
T. Desmond Alexander
T. Desmond Alexander
Dr. T. Desmond Alexander, Kuzey İrlanda'nın Belfast kentindeki Union Theological College'da Kutsal Kitap çalışmaları alanında uzman öğretim görevlisi ve lisansüstü çalışmalar müdürüdür. The New Dictionary of Biblical Theology adlı kitabın editörlüğünü yapmış ve aralarında From Paradise to the Promised Land ve From Eden to the New Jerusalem'in de bulunduğu birçok kitabın yazarıdır.