3 Yasacılık Türü
05/12/2023
Duanın Yeri 
05/12/2023
3 Yasacılık Türü
05/12/2023
Duanın Yeri 
05/12/2023

Kefaret ve Yatıştırma Ne Anlama Geliyor?

Kefaretin dolaylı yönü hakkında konuştuğumuzda, iki oldukça teknik kelime tekrar tekrar karşımıza çıkar: kefaret (expiation) ve yatıştırma (protiation). Bu sözcükler, belirli bir Grekçe sözcüğü çevirmek için hangisinin kullanılması gerektiği konusunda her çeşit tartışmaya neden olur ve Kutsal Kitap’ın bazı çevirilerinde bu sözcüklerden biri, bazılarında ise öteki kullanılır. Benden sık sık kefaret ve yatıştırma arasındaki farkı açıklamam istenir. Buradaki asıl güçlük, bu sözcüklerin Kutsal Kitap’ta yer almasına rağmen, günlük kelime dağarcığımızın bir parçası olarak kullanmamamız, dolayısıyla Kutsal Yazılar’da tam olarak ne ifade ettiklerinden emin olamamamızdır. Bu sözcüklerle ilgili olarak başvuru kaynaklarımız eksiktir. 

Kefaret ve Yatıştırma 

O hâlde kefaret kelimesiyle başlayarak bu kelimelerin ne anlama geldiğini düşünelim. Ex ön eki “dışarı” veya “dan” anlamına gelir, bu nedenle kefaret bir şeyi uzaklaştırmak veya bir şeyi almakla ilgilidir. Kutsal Kitap terimleriyle, bir cezanın ödenmesi ya da bir kefaretin sağlanması yoluyla suçun ortadan kaldırılmasıyla ilişkilidir. Buna karşın, yatıştırma kefaretin nesnesiyle ilgilidir. Pro ön eki “için” anlamına gelir, bu nedenle kefaret Tanrı’nın tutumunda bir değişiklik meydana getirir, böylece O bize düşman olmaktan çıkıp bizden yana olur. Yatıştırma süreci sayesinde O’nunla paydaşlığa ve lütfa yeniden kavuşuruz. 

Yatıştırma belli bir anlamda Tanrı’nın teskin edilmesiyle ilgilidir. Yatıştırma kelimesinin askeri ve siyasi çatışmalarda nasıl işlev gördüğünü biliyoruz. Sözde yatıştırma politikasını, yani başıboş ve kılıç sallayan bir dünya fatihiniz varsa, ani saldırısının öfkesini göze almaktansa ona Çekoslovakya’dan Südet bölgesini ya da buna benzer bir toprak parçasını verme felsefesini düşünürüz. Ülkenize gelip sizi katletmemesi için ona kendisini tatmin edecek bir şey vererek öfkesini yatıştırmaya çalışıyorsunuz. Bu yatıştırmanın kötü bir örneğidir. Ancak siz öfkeliyseniz ya da hakkınız ihlal edilmişse ve ben öfkenizi tatmin eder ya da sizi yatıştırırsam, o zaman sizin gözünüzde yeniden itibar kazanırım ve sorun ortadan kalkar. 

Aynı Grekçe sözcük zaman zaman hem kefaret hem de yatıştırma sözcükleriyle tercüme edilir. Ancak terimler arasında küçük bir fark vardır. Kefaret, Tanrı’nın bize karşı olan tutumunun değişmesiyle sonuçlanan eylemdir. Bu Mesih’in çarmıhta yaptığı şeydir ve Mesih’in kefaret işinin sonucu yatıştırmadır – Tanrı’nın öfkesi geri çevrilir. Bu ayrım, ödenen fidye ile fidyeyi alan kişinin tutumu arasındaki ayrımla aynıdır.  

Mesih’in Eylemi Bir Teskin Eylemiydi 

Kefaret ve yatıştırma birlikte bir teskin eylemi oluşturur. Mesih çarmıhta yaptığı işi Tanrı’nın gazabını yatıştırmak için yapmıştır. Tanrı’nın gazabını yatıştırma fikri günümüz ilahiyatçılarının gazabını teskin etmek için pek az şey ifade etmiştir. Aslında, Tanrı’nın gazabını yatıştırma fikrinden dolayı çok öfkelenmektedirler. Tanrı’nın gazabının teskin edilmesi gerektiğini, O’nu sakinleştirmek ya da gönlünü almak için bir şeyler yapmamız gerektiğini, Tanrı’nın onuruna yakışmayan bir şey olarak görürler. Tanrı’nın gazabını nasıl anladığımız konusunda çok dikkatli olmamız gerekir, ancak Tanrı’nın gazabını teskin etme kavramının burada ilahiyatın çevresel, dolaylı bir noktasıyla değil, kurtuluşun özüyle ilgili olduğunu hatırlatmak isterim. 

Kurtuluş Nedir? 

Size çok temel bir soru soracağım: Kurtuluş terimi ne anlama gelir? Bunu çabucak açıklamaya çalışmak başınızı ağrıtabilir, çünkü kurtuluş kelimesi Kutsal Kitap’ta yaklaşık yetmiş farklı şekilde kullanılır. Eğer bir kişi savaşta mutlak bir yenilgiden kurtarılırsa, kurtuluşu tecrübe etmiş olur. Eğer bir kişi yaşamı tehdit eden bir hastalıktan kurtulursa, o kişi kurtuluşu tecrübe eder. Eğer birisinin bitkileri kuruyup yok olmaktan kurtulursa, o bitki kurtulmuştur. Bu Kutsal Kitap’ta kullanılan bir dildir ve aslında bizim kullandığımız dilden farklı değildir. Tasarruf ederek parayı çarçur etmekten kurtulabiliriz. Bir boksör gong sesiyle kurtarılır, bu onun Tanrı’nın ebedi krallığına nakledildiği anlamına gelmez, dövüşü nakavtla kaybetmekten kurtulduğu anlamına gelir. Kısacası, açık ve mevcut bir tehlikeden kurtuluşla ilgili her türlü deneyim bir tür kurtuluş olarak adlandırılabilir. 

Kutsal Kitap’a göre kurtuluştan söz ettiğimizde, nihai olarak hangi şeyden kurtulduğumuzu belirtmeye özen göstermeliyiz. Elçi Pavlus, İsa’nın bizi “gelecek gazaptan kurtardığını” söylediği 1. Selanikliler 1:10’da bizim için tam da bunu yapar. Nihayetinde İsa bizi Tanrı’nın gazabından kurtarmak için ölmüştür. Nasıralı İsa’nın öğretisini ve vaazını bundan ayrı olarak anlayamayız, çünkü O insanları bir gün tüm dünyanın ilahi yargı altına gireceği konusunda durmadan uyarmıştır. İşte O’nun yargıya ilişkin uyarılarından birkaçı: “Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul’da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir” (Mat. 5:22); “Size şunu söyleyeyim, insanlar söyledikleri her boş söz için yargı günü hesap verecekler” (Mat. 12:36); ve “Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus’un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus’tan daha üstün olan buradadır” (Mat. 12:41). İsa’nın ilahiyatı bir kriz ilahiyatıydı. Grekçe kriz kelimesi “yargı” anlamına gelir. İsa’nın vaaz ettiği kriz, dünyanın yaklaşmakta olan yargısının kriziydi; bu noktada Tanrı gazabını kurtarılmamışlara, tanrısızlara ve günahkârlara karşı boşaltacaktı. Bu gazaptan kurtulmanın tek umudu Mesih’in kefaretiyle örtülmektir. 

Bu nedenle, Mesih’in çarmıhtaki en yüce başarısı, Mesih’in kurbanı tarafından örtülmemiş olsaydık bize karşı alevlenecek olan Tanrı’nın gazabını teskin etmesidir. Dolayısıyla, eğer birisi teskin etmeye ya da Mesih’in Tanrı’nın gazabını dindirdiği fikrine karşı çıkarsa, tetikte olun, zira Müjde tehlikede demektir. Bu, kurtuluşun özüyle ilgilidir – kefaretin kapsamına giren insanlar olarak, herhangi bir insanın maruz kalabileceği en büyük tehlikeden kurtarıldık. Öfkeli olan kutsal bir Tanrı’nın eline düşmek korkunç bir şeydir. Ancak günahlarının bedeli ödenmiş olanlar için gazap yoktur. İşte kurtuluşun anlamı budur. 


Bu yazı R.C. Sproul’un The Truth of the Cross adlı kitabından alınmıştır. Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri Blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

R.C. Sproul
R.C. Sproul
Dr. R.C. Sproul Ligonier Hizmetlerinin kurucusu, Sanford, Florida'daki Saint Andrew's Şapeli'nin ilk vaizi ve eğitim hizmetkârı olup, aynı zamanda Reformation Bible College'ın ilk başkanı ve Tabletalk dergisinin genel yayın yönetmeniydi. Renewing Your Mind adlı radyo programı hâlen dünya çapında yüzlerce radyo istasyonunda her gün yayınlanmakta ve internet üzerinden de dinlenebilmektedir. Dr. Sproul, aralarında Türkçeye de tercüme edilmiş olan Tanrı'nın Kutsallığı, Tanrı'nın Seçimi ve Everyone's a Theologian'ın da bulunduğu yüzden fazla kitap yazmıştır. Kutsal Yazılar’ın yanılmazlığını ve Tanrı'nın halkının O'nun Sözü üzerinde imanla durması gerektiğini açıkça savunmasıyla dünya çapında tanınmıştır.