Daha İyi Bir Dua Yaşamı İçin 3 Yol
14/10/2025
Kalvinizm Nedir?
21/10/2025
Daha İyi Bir Dua Yaşamı İçin 3 Yol
14/10/2025
Kalvinizm Nedir?
21/10/2025

Ruhun Meyvesi Nedir?

Ruh’un meyvesi, Galatyalılar 5:22–23’te Elçi Pavlus tarafından verilen dokuz erdemin bir listesidir. Bu meyveler, insan varoluşunun kasvetli ve korkunç bir resmini çizen öfke, ayrılık ve kıskançlık gibi günahlı olan erdemsiz davranışların uzun bir listesine (“benliğin işleri”) yanıt olarak gelirler (Gal. 5:19–21). Bunun aksine, “Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir.” Bu kısa ve öz liste, Hristiyanlar olarak kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı bütünüyle şekillendiren etkiye sahiptir. Tanrı’yla olan ilişkimizi tanımlayan erdemler (sevgi, sevinç, esenlik), başkalarıyla olan ilişkilerimizi anlatan erdemler (sabır, şefkat, iyilik) ve hatta içsel durumumuzu tanımlayan erdemler (bağlılık, yumuşak huyluluk, özdenetim) vardır. Elbette, bu kategoriler arasında önemli ölçüde örtüşme vardır, ancak farklı erdemlerin farklı vurguları olduğunu dikkate almak faydalı olabilir.

Kısacası, Ruh’un meyvesi, dünyadan farklı ve ayrı olan hissetme, düşünme, konuşma ve davranma biçimlerimizi vurgular. Ancak, bu erdemlerin ne olduğu sorusundan daha acil olan soru, bunların nasıl işlediği sorusudur. Bunu yanıtlamak için, bu lütufları tanımlamak için kullanılan iki anahtar kelimeyi daha yakından incelemeliyiz: Ruh ve meyve.

Öncelikle ve en önemlisi, Elçi Pavlus’un bu nitelikleri Ruh’un meyvesi olarak adlandırdığını kavramalıyız. Bunlar, Tanrı’nın Ruhu’nun içimizde ürettiği gerçekliklerdir, kendi gücümüzle veya kendi çabalarımızla ulaşmamız beklenen standartlar değildir. Ruh’un meyvesi bir yapılacaklar listesi değildir. Bu, Tanrı’nın imanlılardan talep ettiği bir şey olmaktan ziyade, Mesih’in Ruhu’na sahip olduklarında iman edenler için geçerli olan gerçeği onlara bildirmesidir. Bu bildiri, Ruh’un meyvesinden hemen sonraki ayetlerde daha da açık bir şekilde ortaya çıkar. Pavlus şöyle yazar: “Mesih İsa’ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir” (Gal. 5:24). Başka bir deyişle, Ruh’un meyvesi, Mesih’in çarmıhta bizim için kazandığı zaferin tadını çıkarmaya bir çağrıdır; çarmıhta Mesih, benliğin işlerini yok etti ve bizi kendi kutsallığına ortak etti. Ruh, yalnızca Mesih’te bulunan kutsallaştırılmayı imanlıların yüreklerinde canlandırır. Ruh’un meyvesini başka bir şekilde yorumlamak, Tanrı’yla işlere dayalı eziyetli bir ilişkiye yol açabilir. Bu, Hristiyan’ın işleri değil, Ruh’un meyvesidir.

Meyve benzetmesi, kutsallaştırılma hakkında da bize önemli dersler öğretir. Öncelikle, Pavlus meyve benzetmesini kullanırken “meyveler” kelimesini kullanmaktan kaçındığını, bunun yerine tekil formda ama çoğul anlam taşıyan topluluk ismi kullandığını belirtmek gerekir. Peki bunun buradaki önemi nedir? Tanrı’nın bize aşıladığı ve şekillendirdiği bireysel lütuflar, daha büyük bir bütünün parçasıdır; yani Tanrı’nın tek Oğlu’nun benzerliğine dönüşmek (Rom. 8:29). Bu nedenle, hiçbir Hristiyan bazı erdemlere sahip olup diğerlerinden yoksun olamaz. Belki de diğerlerinden daha sevgi dolu veya daha şefkatli olan insanları tanıyoruzdur, ancak imanlılar, hepsinin doluluğu ve yerine gelişi olan Mesih’e sahip oldukları için bu lütufların hepsine bir dereceye kadar sahip olacaklardır. Biz kısmi bir Mesih’e değil, tam bir Mesih’e sahibiz. Bu erdemleri, bir taçtaki ayrı ayrı mücevherler olarak değil, her bir tarafı ve açısı tek bir mücevhere ışıltı ve güzellik katan bir elmasın çeşitli yüzleri olarak düşünmek faydalı olabilir. Ruh’a sahip olmak, Mesih’e sahip olmaktır (Rom. 8:9) ve Mesih’e sahip olmak, O’na tümüyle benzemeye başlamaktır.

Bu benzetmeden öğrenilecek en az bir ders daha vardır. Elma yetiştirmek isterseniz, arka bahçenize tohum ekip ertesi sabah tam olgunlaşmış bir meyve bahçesi bulmayı umarak dışarı çıkmazsınız. Aynı şekilde, kutsallaştırılmamızda da hemen sonuç beklememeliyiz, aksine zamanla istikrarlı bir büyüme beklemeliyiz. Tanrı’nın lütuflarının hayatımızdaki meyveler olduğu düşüncesi, samimi imanlılara iki şey aşılamalıdır: lütuf ve umut.

İlk olarak, Tanrı’nın bizden beklediğini bildiğimiz şeyi görmediğimizde, kendimize ve diğer imanlılara karşı merhametli olmalıyız. Hepimiz hâlâ yapım aşamasındayız ve “Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’in lütfunda ve O’nu tanımakta ilerle[meye]” çağrıldık (2.Pe. 3:18, vurgu eklenmiştir). Bu zaman alacaktır. İkinci olarak, hayatımızda eksik olduğunu gördüğümüz şeylerin bir gün yerine getirileceğine dair umutlu bir beklentiye sahip olmalıyız. Tanrı’nın Ruhu’na ve lütuf araçlarına güvenerek değişeceğiz, çünkü “Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı … bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlaya[caktır]” (Flp. 1:6). Tanrı’nın ektiği tohumlar her zaman meyve verir. O’nun yetiştirdiği meyve asla dalında ölmez.

Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Jonathan Cruse
Jonathan Cruse
Rev. Jonathan Landry Cruse, eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı Michigan, Kalamazoo'daki Community Presbiteryen Kilisesi'nin pastörüdür. Elliden fazla ilahinin ve aralarında Hymns of Devotion, The Christian’s True Identity ve The Character of Christ'ın da bulunduğu birçok kitabın yazarıdır.