Daha İyi Bir Dua Yaşamı İçin 3 Yol

Hiç dua yaşamından tamamen memnun olan bir Hristiyan’la tanıştığımı sanmıyorum. Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyor olabilirsiniz: Dua etmeye çalışırsınız, ancak kelimeler tavana ulaşmadan önce dağılıyormuş gibi gelir ve “Tanrı dinliyor mu, yoksa kendi kendime mi konuşuyorum?” diye düşünmeye başlarsınız. Sonra o korkunç uyuşukluk gelir. Uyanık kalıp dua etmeye çalışırız, ama tıpkı elçiler gibi, gözlerimizi kapatıp “Sevgili Tanrım” demeye başlar başlamaz, kelimeler uyku yapan alerji ilaçları gibi üzerimize çöker. Ya da yarının kaygılarıyla dikkatimiz dağılır ve bir dilek olarak başlayan şey, kısa sürede bir iş arkadaşıyla zihinsel bir sohbete dönüşür. Ne yazık ki, cesaret kırıklığı baş gösterir: Neden dua etmekte bu kadar kötüyüm?

Gerçek şu ki, çoğu zaman işleri gereğinden fazla zorlaştırıyoruz. Dua etmeyi bir egzersiz olarak düşünün. Her zaman dua etmek istemeyebilirsiniz ve bazı egzersizler diğerlerinden daha tatmin edicidir. Egzersizde istikrar sonuç verir, ancak doğru formda olduğunuzdan ve gerçekçi beklentilere sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. İşte dua kasını güçlendirmek için birkaç basit ipucu.

1. Tövbe edin.

İlk olarak, tövbe edin. Tanrı, isyankâr yürekleri örtbas etmek için yapılan sahte dileklerle ilgilenmez. İsa’nın Dağdaki Vaaz’da Rab’bin Duası’nı öğrencilerine öğretmeden önce, nasıl dua edilmemesi gerektiği konusunda bir dizi talimat vermesi tesadüf değildir. Özetlemek gerekirse, İsa ikiyüzlülük ve boş inançlara karşı uyarıda bulunmuştur (Mat. 6:5-8).

Bazen duayı arkasına saklanmak için bir maske olarak kullanırız. Yüreklerimiz yanlış yerdeyken doğru sözler söyleriz. Dua, Tanrı’nın önünde kendimizi aklamanın bir yolu olmadığı gibi, diğer Hristiyanlar önünde gösteriş yapmanın bir yolu da değildir. Tanrı, ikiyüzlü şekilde edilen duaları görür. Tanrı, antlaşma halkına Yeşaya kitabında şöyle söylemiştir:

Ellerinizi açıp bana yakardığınızda
Gözlerimi sizden kaçıracağım.
Ne kadar çok dua ederseniz edin
dinlemeyeceğim.
Elleriniz kan dolu.” (Yşa. 1:15, ayrıca bkz. Özd. 15:29)

Günah içinde yaşamak kadar dua akışını kurutan başka bir şey yoktur. Tanrı’yla duada iletişim kurmadan önce, günahlarınızı O’na itiraf etmek için zaman ayırın. Belki de yaşadığınız dua engelinin kaynağının ellerinizde olduğunu fark edebilirsiniz.

2. Tanrı’nın kim olduğunu hatırlayın.

Ardından, Tanrı’nın kim olduğunu hatırlayın. Rab’bin Duası, “Göklerdeki Babamız” sözleriyle başlar. Grekçe Yeni Antlaşma’da, “Baba” kelimesi ilk sırada gelir. Tanrı’ya “Baba” deme hakkı tüm insanlara ait değildir, yalnızca İsa Mesih’in işi aracılığıyla evlatlığa alınıp Tanrı’nın ailesine dahil edilenlere aittir. Pavlus dedi ki, “Çünkü sizi yeniden korkuya sürükleyecek kölelik ruhunu almadınız, oğulluk ruhunu aldınız. Bu ruhla, ‘Abba, Baba!’ diye sesleniriz” (Rom. 8:15).

Baba’ya erişim ayrıcalığının size Oğul İsa aracılığıyla verildiğini unutmayın. İsa, günahkârların Kutsal Olan’a güvenle yakarabilmeleri için ne kadar harika bir yol açmıştır (bkz. İbr. 4:16). Tanrı’nın yaptıklarını hatırlamak, O’nun sevgili çocukları olarak kimliğimizde rahat bulmamıza yardımcı olur ve dualarımızı sadece hoş görmekle kalmayıp, iyi bir babanın çocuklarının yakarışlarına kulak vermesi gibi onları dinlemek istediği konusunda bize güvence verir (Mat. 7:11).

3. Tekrarlayın.

Son olarak, tekrarlayın. Zorunda kaldığınızda veya canınız istediğinde dua ederseniz, istikrarlı bir dua yaşamı geliştiremezsiniz. Dua alışkanlığı geliştirmek, her gün, hatta belki de belirlenmiş zamanlarda, dua etmek için Tanrı’ya gelmeyi amaçlamak anlamına gelir. Boş tekrarlar İsa tarafından yasaklansa da, tekrarın kendisi kınanmaz. İsa’nın, ısrarcı dul kadını (yargıcın önüne) “sürekli” gelmesiyle nasıl övdüğünü hatırlayın (Lu. 18:5). Dualarınızla cennetin kapılarını sanki onları yıkmak istermiş gibi çalın. Cesaretiniz kırıldığında, Yuhanna’nın söylediği şu sözleri hatırlayın: “Tanrı’nın önünde güvenimiz şu ki, O’nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir” (1.Yu. 5:14).

Hayatınızda Tanrı’nın isteğinin gerçekleşmesi, sizi kutsallaştırması ve sizi daha çok İsa’nın benzerliğine dönüştürmesi için dua ediyor musunuz? Yüreklenin; çaldığınız kapıya yanıt verilecek, istekleriniz geri çevrilmeyecektir. İsa’nın öğrencilerine “gündelik ekmek” için dua etmelerini öğretmesi, O’nun sizden bugün ve her gün bir şeyler işitmeyi beklediği anlamına gelir (Mat. 6:11).

Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).