Rut Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
26/03/2024
Mezmurlar Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
02/04/2024
Rut Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
26/03/2024
Mezmurlar Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
02/04/2024

1.ve 2.Krallar Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey

1. Krallar kitabı sürgün sırasında İsrail ve Yahuda’nın niçin sürgünde olduğunu açıklamak için yazılmıştır.

İbrani Kutsal Kitabı’nda Krallar kitabı – 1. ve 2. Krallar olarak birlikte ele alınır – Eski Peygamberler’in (Yeşu, Hakimler, Samuel ve Krallar) içinde yer alan son kitaptır. Bu kitaplar İsrail’in Tanrı’nın vaat ettiği topraklara gelişinden Asur ve Babil sürgünleri sırasında ülkeden ayrılışına kadar olan tarihini anlatmaktadır. Krallar’ın son hâliyle en erken Kral Yehoyakin’in M.Ö. 561’de zindandan çıkmasından sonra yazılmış olabileceği (2.Krallar 25:27) ve sürgünden dönüşten söz etmediğinden, muhtemelen Babil sürgününün ikinci yarısının bir döneminde yazılmış olabileceği düşünülmektedir.

Krallar, Tanrı’nın kendi halkını neden yabancı uluslara teslim ettiğini açıklayan teolojik bir tarihtir. Yanıt sık sık tekrarlanır: Kral Süleyman’ın saltanatından sonra krallığın bölünmesinden başlayarak, Tanrı’nın halkı ve yöneticileri “RAB’bin gözünde kötü olanı yaparak, işledikleri günahlarla Tanrı’yı atalarından daha çok öfkelendirdiler” (1.Krallar 14:22). Ara sıra dindar bir kral ortaya çıksa bile, onun soyundan gelenler İsrail/Yahuda’nın ruhsal çöküşünü sürdürdüler. 2.Krallar 17:7-23 ayetlerindeki uzun teolojik yorum tüm kitabın verdiği mesajı özetleyen niteliktedir: “Bütün bunlar kendilerini Mısır Firavunu’nun boyunduruğundan kurtarıp Mısır’dan çıkaran Tanrıları RAB’be karşı günah işledikleri için İsrailliler’in başına geldi. Çünkü başka ilahlara tapmışlar, RAB’bin İsrail halkının önünden kovmuş olduğu ulusların törelerine ve İsrail krallarının koyduğu kurallara göre yaşamışlardı” (7-8.ayetler).

Krallar’da sürgünden dönüşle ilgili açık bir vaat ya da peygamberlik sözü bulunmamaktadır, ancak Yehoyakin’in kitabın sonunda serbest bırakılması mutlu bir sonun habercisidir. Yasa’nın Tekrarı 4:25-31’de ve peygamberlerin yazılarında okuduğumuz gibi, o mutlu son gerçekten de gelecek, Davut’un tahtında sonsuza dek oturacak olan büyük oğlu İsa Mesih’in gelişiyle gerçekleşecektir.

2. Krallar kitabı yalnızca krallarla ilgili değildir; aynı zamanda peygamberlerle alakalıdır.

İsrail’de monarşinin yükselişi peygamberlik makamının yeşermesini de beraberinde getirmiştir ve bunun iyi gerekçeleri vardır: asi krallar Tanrı’nın uyarıcı sözlerini, sadık krallar da Tanrı’nın cesaretlendirici sözlerini duymaya gereksinim duymuşlardır. Krallar Kitabı boyunca çeşitli peygamberler İsrailli yöneticilere (ve okuyucuya) Tanrı’nın Sözü’nün İsrail’deki en yüce yetki ve güç olduğunu hatırlatmak için tavsiyelerde bulunur, talimat verir, uyarır ve gelecekten haber verirler.

Birçok ismi geçen ve geçmeyen peygamber anlatıda önemli roller oynar, ancak İlyas ve Elişa merkezde yer alır. Ahav’ın saltanatı sırasında (İsrail’in en büyük irtidat dönemi) özellikle Kuzey Krallığı’nı Tanrı’ya ve O’nun sözüne dönmeye çağırmak için Tanrı tarafından yetiştirilmişlerdir. Bu iki kutsal ve cesur adam, Samuel’in peygamberlik hizmeti sırasında ilk kez bir araya gelen “peygamberlerin oğulları”nın önderleriydi. İlyas ve Elişa’nın bildirileri ve mucizeleri, Yasa’nın Tekrarı 18’de önceden bildirilen Musa’dan daha büyük Peygamber olarak İsa’nın hem söz hem de eylem hizmetinin habercisidir.

3. 1.Krallar 19. bölümde İlyas ürkek, kendine acıyan bir peygamber değildi.

Birçok yorumcu bu bölümde İlyas’ı, İzebel’den korkuyla ve imansızca kaçarak Rab’be bencilce “vay halime” diye yakınan bir korkak olarak görür. Ancak Pavlus’un İlyas’ın sözleriyle ilgili açıklaması bize farklı bir yönü işaret eder: “İlyas’ın Tanrı’ya nasıl İsrail’den yakındığını bilmez misiniz?” (Rom. 11:2). Yorumcu Dr. Dale Ralph Davis’e[1] göre, İlyas’ın imansızca kaçtığı görüşü birkaç sebepten dolayı reddedilmelidir.

  1. 1.Krallar 19:3’teki İbranice metin “ve korktu” şeklinde okunabilirse de, geleneksel İbranice metin “ve gördü” şeklindedir. İkinci okunuş birincisini daha iyi açıklar. İlyas, Karmel Dağı’nda Baal peygamberlerinin yenilgiye uğratılmasının (1. Krallar 18:17-40) hiçbir işe yaramadığını görmüştü: Baal’a tapan İzebel hâlâ İsrail’de kontrolü elinde tutuyordu. Böylece İlyas kendini ve İsrail’in durumunu Tanrı’ya emanet etmek üzere yola koyuldu.
  2. Harita, İlyas’ın yolculuğunun bir panik ya da görev ihmali değil, bir amaç ve plan dahilinde olduğunu göstermektedir. Yahuda Krallığı’nda güvende olabilirdi, ancak Yizreel’in yüz mil güneyindeki Beer-Şeva’ya kadar gitti ve oradan da bir günlük yolculukla çöle ulaştı (1.Krallar 19:3-4). Tanrı’nın meleği onu yemek yemeye ve daha uzun bir yolculuk için güçlenmeye teşvik etti (1.Krallar 19:7), bu yolculuğun varış noktası Tanrı’nın ondan haber almak istediği Horev’di.
  3. Musa ile olan paralellikler bizi İlyas’ın sözlerini Pavlus’un yaptığı gibi görmeye yönlendirmektedir. Musa ilk olarak Horev/Sina Dağı’nda On Emir’i almış ve kırk gün kırk gece oruç tuttuğu hâlde İsrail ikinci emri ihlal etmiş ancak Tanrı Musa’nın antlaşmadaki yakarışını duyunca kurtulmuştu. İlyas’ın zamanında İsrail, Tanrı’nın antlaşmasına daha da büyük bir sadakatsizlik göstermiş, tamamen başka ilahlara tapınmıştı. İlyas Tanrı’yla bir arabulucu olarak değil, bir antlaşma avukatı olarak konuşmuş ve dava için deliller ortaya koymuştur.

İlyas, kaygı içinde titremek ya da benmerkezcilik içinde kıvranmak yerine, gönlü kırık bir peygamber olarak Horev’e gitti ve İsrail’in tövbe etmeyen katı yürekleri karşısında düş kırıklığı içinde sızlandı. Tanrı, Horev’de olduğu için onu azarlamadı, ama İsrail’e karşı antlaşmaya dayalı bir suçlama yöneltmesini dinlemek için şefkatle ve adil bir şekilde umutsuz hizmetkârına yaklaştı. Rab, peygamberini yargı ve umut dolu sözlerle cesaretlendirdi ve ona hizmetinde yeni bir yön verdi, böylece sonraki anlatı için zemin hazırladı.


[1] Bkz. Dale Ralph Davis, 1 Kings: The Wisdom and the Folly (Fearn, Scotland: Christian Focus Publications, 2008) and 2 Kings: The Power and the Fury (Fearn, Scotland: Christian Focus Publications, 2011).


Bu makale Bilmeniz Gereken 3 Şey serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).