Alçakgönüllülük nedir?
03/12/2024
İyi Yüreklilik Nedir?
10/12/2024
Alçakgönüllülük nedir?
03/12/2024
İyi Yüreklilik Nedir?
10/12/2024

Cesaret nedir?

Yuhanna’nın Vahiy 21:8’deki erdemsizlikler listesinin korkaklarla başlaması dikkat çekicidir. Katiller, büyücüler ve yalancılarla birlikte korkakların da son durağı ateş gölü olacaktır. Eğer korkaklık imansızlara ait bir işaretse, bunun anlamı gerçek bir Hristiyan’ın işaretlerinden birinin cesaret olduğudur. Ancak dürüst olursak, çoğumuz cesaretin en sık düşündüğümüz ya da arzuladığımız erdem olmadığını kabul ederiz. Perpetua’nın aslanlara yem olduğunu hayal ettikten ya da yeraltı kilisesinin liderlerinin karşılaştığı tehlikeleri düşündükten sonra, cesaretin sıradan bir ofis işiyle ya da evde oturan bir annenin günlük işleriyle ilgili olup olmadığından emin olamayız.

Bu erdemi giderek daha fazla anlamamız ve geliştirmemiz iyi olacaktır ve neyse ki Kutsal Yazılar bize yararlanabileceğimiz çok sayıda örnek sunmaktadır. Bunların hepsinden bahsetmek çok zor olsa da, birkaçı temel bir tanımın ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır: Cesaret, zorluğa veya tehlikeye rağmen doğru ve gerekli olanı yaparken ortaya çıkan Tanrı’ya doğru bir ruh gücüdür.

“Tanrı’ya doğru” ifadesi önemlidir, çünkü hem imanlılar hem de imanlı olmayanlar tehlikeyle cesurca yüzleşebilseler de, bir Hristiyan erdemi olarak cesaret, Rab korkusuna dayanması bakımından farklıdır. İbrani ebeler Rab korkusuyla Firavun’un ölüm emrine cesurca itaatsizlik ettiler ve Ovadya yüz peygamberi kötü İzebel’den sakladı (Çık. 1:17; 1.Kr. 18:3-4). Tanrı onların düşüncelerindeydi ve O’nun huzurunda yaşıyorlardı. Belki de Nehemya bunu en basit şekilde, İsrail’in düşmanları Yeruşalim’in duvarını yeniden inşa etme çalışmalarına karşı çıkmak için toplandıklarında söylemiştir: “Onlardan korkmayın. Yüce ve görkemli Rab’bi anımsayın … savaşın” (Neh. 4:14).

Tanrı’dan korkan bir yaşam Tanrı’yı hatırlar. Tanrı’nın gerçekliği sonradan akla gelen bir şey olmaktan ziyade, zaten denklemin içindedir. Cüretkâr bir karar verilmeden ve cesur bir eylem gerçekleştirilmeden önce, ruhta güçlü ve istikrarlı bir kök büyümüş olur; Tanrı’nın varlığını, gücünü ve vaatlerini hatırladıkça içsel bir cesaret geliştirilmiş olur.

Kutsal Yazılar’da, Tanrı’nın, korkan insanları “Ben seninle olacağım” vaadiyle hazırladığı örnekleri defalarca görürüz. Tanrı’nın varlığı Musa’yı Firavun’a yaklaşmaya, Yeşu’yu Kenan diyarını fethetmeye ve Yeremya’yı cesurca peygamberlik etmeye hazırladı. Bu adamlar için cesaret, cüretkâr eylemlerinin tek kişilik bir gösteri olmayacağı bilgisinden besleniyordu; tek başlarına ilerlemeye cüret edemediler ve etmek zorunda da değillerdi.

Tanrı’dan korkan kişi Tanrı’nın gücünü hatırladıkça cesaret de gelişir. Davut neden Golyat’ın karşısına sadece bir avuç taşla çıkma cesaretini gösterdi? Tanrısı’nın mutlak güce sahip olduğunu, “RAB’bin kılıçla, mızrakla kurtarmadığını” ve dev gibi olan Golyat’ı öldürmek için küçük bir taşı yönlendirebildiğini biliyordu (1.Sa. 17:47). Aynı şekilde, büyük Aram ordusu etraflarını sardığında Elişa uşağına, “Korkma, çünkü bizim yandaşlarımız onlarınkinden daha çok” dedi (2.Kr. 6:16; ayrıca Kral Hizkiya’nın Sanherib’in 2.Ta. 32:1-8’deki istilasına verdiği cesur yanıta bakın). Tanrı’nın gücü zor koşullarda bizi kurtarmaya yeterlidir; bu bir tartışma konusu değil, sakince kabul edilmesi gereken bir kesinliktir.

Son olarak, kişi Tanrı’nın vaatlerine giderek daha fazla aşina olduğunda ve O’nun bu vaatleri yerine getirdiğine ikna olduğunda cesaret var olmaya başlar. Peygamber Azarya, Kral Asa’ya Tanrı’nın Kendisi’ni arayanları kutsayacağı ama Kendisi’nden yüz çevirenleri terk edeceği vaadini hatırlattığında, Asa “cesaret buldu. Yahuda ve Benyamin topraklarından … iğrenç putları kaldırdı” (2.Ta. 15:8). Moavlılar ve Ammonlular saldırmak için Yahuda’ya karşı birleştiklerinde, Yehoşafat, Tanrı’nın vaatleri uyarınca onları kurtarması için Tanrı’ya yalvardı; çünkü Tanrı’nın, Süleyman’a vaat ettiği gibi, halkı tapınağından alçakgönüllülükle yakardığında onları duyacağına ve kurtaracağına inanıyordu (bkz. 2.Ta. 20:1-12).

Cesur Hristiyanlar Tanrı’dan korkarak ve O’nun varlığını, gücünü ve vaatlerini hatırlayarak günlük yaşamlarını sürdürürler. Kendilerini hangi durumda bulurlarsa bulsunlar, cesaretle mi yoksa korkaklıkla mı hareket edeceklerini, zihinlerinin ve yüreklerinin evrenin Tanrısı’na karşı eğiliminin belirleyeceğinin son derece farkındadırlar.

Ancak asıl mesele şudur: Tanrı hakkında doğru düşünmek, bu düşünceleri mezmur yazarının şu cesur beyanı takip etmedikçe cesaret vermeyecektir: “RAB benden yana, benim yardımcım[dır]” (Mez. 118:7). Tanrı yardımcım olarak yanımda olmadıkça, bana karşı değil benim yanımda olmadıkça, cesaret gerektiren durumların belirsizliği dehşet verici olacaktır. Neden? Çünkü cesaretle hareket etmek dünyevi rahatlığı ya da başarıyı garanti etmez. Her cesurca hareket, anında güvenli ve rahat bir kurtarış ile ödüllendirilmez. Bazen Tanrı, çocuklarının doğru olanı yapmalarına ve sonra da bunun için acı çekmelerine izin verir.

Peki bu gerçekle nasıl yüzleşeceğiz? Şadrak, Meşak ve Abed-Nego ile birlikte “Olmazsa bile” ya da Pavlus ile birlikte “yaşasam da ölsem de?” (Dan. 3:18 – Kitab-ı Mukaddes Çevirisi; Flp. 1:20) diyecek gücü nasıl toplayabiliriz? Cesaretimiz, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı korkusuna dayanmalıdır; O ki her şeyi -tüm sonuçları- çocuklarının sonsuz iyiliği için bilgelikle işleyen Babamız‘dır. Ve O, bu cesur eylemin küçük ya da büyük acılarla sonuçlanmasını uygun görse bile, O’nun sadık çocuklarını toplayacağı ve onları huzurunda sonsuz güvenliğe kavuşturacağı günün geleceğinden emin olabiliriz.


Bu makale Erdemler ve Erdemsizlikler serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Tessa Thompson
Tessa Thompson
Tessa Thompson, Laughing at the Days to Come: Facing Present Trials and Future Uncertainties with Gospel Hope kitabının yazarıdır.