1.Korintliler Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
25/04/2024Kutsallaştırılma Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
18/06/20242.Korintliler Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
Tıpkı 1.Korintliler gibi, 2. Korintliler de ahlaksızlık, sahte öğretmenler, mezhepçilik ve teolojik karmaşayla kuşatılmış bir kiliseye hitap ederken sayısız konuyu ele alır. Bu mektupta, Elçi Pavlus’un Korint kilisesi için gösterdiği dikkat ve kaygı hissedilmektedir. Öyleyse mektubun genel mesajını anlamamıza ve uygulamamıza yardımcı olacak üç önemli özelliğini ele alalım.
1. İkinci Korintliler Pavlus’un Korint’teki kiliseyle olan yoğun çalışmalarının doruk noktasını temsil eder.
Korint’teki kilisenin kuruluşu (yaklaşık M.S. 52) Pavlus’un ikinci müjdeleme yolculuğu sırasında gerçekleşmiştir (bkz. Elçilerin İşleri 18:1-11). Luka bize Pavlus’un Korint’te on sekiz aydan fazla kaldığını söyler. Görünüşe göre Pavlus Antakya’ya gitmek üzere Korint’ten ayrıldıktan kısa bir süre sonra yeni cemaatte önemli sorunlar baş göstermiştir. Pavlus bu sorunları üçüncü müjdeleme yolculuğunda Efes’teyken öğrenmişti (bkz. Elçilerin İşleri 19). Büyük olasılıkla, 2. Korintliler Pavlus’un yaklaşık iki yıl içinde kiliseye yazdığı dördüncü mektuptur:
- 1. Mektup: “Önceki” (sondan bir önceki) mektup (bkz. 1Ko. 5:9).
- 2. Mektup 2: 1. Korintliler.
- 3. Mektup: “Acı verici” ziyaretten sonraki “ağır” (uzatılmamış) mektup (bkz. 2Ko. 2:3-4; 7:8-12).
- 4 Mektup: 2 Korintliler.
Pavlus bu “ağır” mektubu Titus aracılığıyla göndermiş, Titus da kilisenin tövbe ettiğini, Elçi’ye ve Elçisel öğretiye bağlılığını sevinçle bildirerek Pavlus’a geri dönmüştür. Böylece 2. Korintliler, Elçi ve Korintli imanlılar arasındaki karmaşık ilişkinin (mükemmel olmasa da) “sevinçli” bir sonucudur. Pavlus’un, Titus’un Korintlilerin refahıyla ilgili raporundan duyduğu sevinç (bkz. 2Ko. 7:6-7), Elçi’nin kilisenin yaşamında neye değer verdiğini gösterir. Bunlar arasında kilisenin esenliği, paklığı ve birliği (kilise disiplini de dahil olmak üzere), bir Hristiyan’ın ahlaklı davranışı, alçakgönüllülüğü ve cömert kâhyalığı sayılabilir. Elçi bu kilisenin bu niteliklere sahip olması ve bunları göstermesi konusunda bu kadar endişeli idiyse, bizler de kiliselerimizde ve Hristiyan yaşamlarımızda bunlar için çaba göstermeliyiz.
2. İkinci Korintliler Pavlus’un Elçisel hizmetinin güçlü bir savunmasını sunar.
Pavlus sahte “üstün elçilere” karşı (2Ko. 11:5), elçiliğinin gerçek olduğunu, çünkü dirilmiş ve göğe yükselmiş Rab İsa Mesih tarafından O’nun adıyla konuşmak üzere görevlendirildiğini ve yetkilendirildiğini göstermek için büyük çaba sarf eder (bkz. 2Ko. 5:18; 13:3). Bunu zayıflık ve ıstırap (2Ko. 11:29-30; 2Ko. 12:1-10; 2Ko. 13:4), yeni antlaşma (2Ko. 3) ve Hristiyan hizmeti (2Ko. 5-6) konularına geniş yer vererek yapar ve Elçisel hizmetinin Rab İsa’nın hizmeti ve karakteriyle tutarlı olduğunu ve dünyanın eksiklik olarak gördüğü ancak Tanrı’nın vefa olarak gördüğü şeyle karakterize olduğunu gösterir (aşağıda daha fazlası var). Müjde’yi savunmakta kararlı olduğu için Pavlus da Elçiliğini savunmakta kararlıdır. Eğer müjdesi doğru değilse, Korintliler hâlâ günahlarının içindedirler ve umutları yoktur. Bu nedenle, savunuculuğu kendi imajıyla ilgili kaygılarından çok okuyucularına duyduğu sevgiyle ilgilidir. Pavlus’un Elçisel kimliklerini savunmasının 2. Korintliler’i çok kişisel, otobiyografik bir mektup hâline getirdiğini belirtmek gerekir. Pavlus ve mektubu yazdığı kilise hakkında belki de Yeni Antlaşma’daki diğer mektuplardan daha fazla şey öğreniyoruz. Pavlus pek çok kişinin onu benzettiği gibi sert mizaçlı bir huysuz değildir. Duyarlı ama yüce gönüllü, endişeli ama kendinden emin, nazik ama kararlıdır. Pavlus kiliseyi ve Müjde’yi sever. Sahte öğretmenlerin gelip onun elçilik işinin yerini almasına izin vermek istemez. Bu yeni Hristiyanları, kurtların gelip onları yemesine izin vermeyecek kadar çok sevmektedir.
3. İkinci Korintliler Hristiyan hizmeti için bir çeşit model niteliğindedir.
Kilise, tarihi boyunca kilise önderliği için kriter olarak dünyevi başarı özelliklerini benimseme eğiliminde olmuştur. Günümüzde sık sık Hristiyan önderlerin başarılı bir CEO’yu ya da karizmatik bir televizyon yıldızını örnek almaları gerektiğini varsayıyoruz. Korintliler de Hristiyan önderin örnek bir Yunanlı retorikçiye benzemesi gerektiğini varsayıyorlardı. Korint kilisesine sızmış olan sahte elçiler, Pavlus’un çektiği acılara, zayıflığına ve hitabet yeteneğindeki eksikliğe işaret ederek, onun elçilik iddiasına karşı çıkıyorlardı. O zaman da şimdi de, güç ve karizma Müjde’nin kutsanmış bir hizmetkârının fiili özellikleri hâline gelebilir. Pavlus bu sahte suçlamalara yanıt olarak, gerçekten de referanslarını ortaya koyar, ama bekleyebileceğimiz şekilde değil. Kendisini (ve diğer Elçileri) över:
“Hizmetimizin kötülenmemesi için hiçbir konuda hiç kimsenin sürçmesine neden olmadık. Tersine Tanrı’nın hizmetkârları olarak olağanüstü dayanmada, sıkıntı, güçlük ve elemlerde, dayak, hapis, karışıklık, emek, uykusuzluk ve açlıkta; pak yaşayışta, bilgi, sabır, iyilik, Kutsal Ruh ve içten sevgide; gerçeğin ilanında ve Tanrı’nın gücünde; sağ ve sol ellerimizde doğruluğun silahlarıyla, yücelikte ve onursuzlukta, iyi ünde ve kötü ünde, kendimizi her durumda örnek gösteriyoruz. Aldatanlar sayılıyorsak da dürüst kişileriz. Tanınmıyor gibiyiz, ama iyi tanınıyoruz. Ölümün ağzındayız, ama işte yaşıyoruz. Dövülüyorsak bile öldürülmüş değiliz. Kederliyiz ama her zaman seviniyoruz. Yoksuluz ama birçoklarını zengin ediyoruz. Hiçbir şeyimiz yok ama her şeye sahibiz” (2Ko. 6:3-10). Bu anlatım bizim başarılı hizmet anlayışımızı sorgulamaktadır. İnsanları benliğe göre mi değerlendiriyoruz (2Ko. 5:16)? İkinci Korintliler bize gerçek Hristiyan hizmetinin “Tanrı’dan gelen kutsallık ve içtenlikle” ile karakterize edildiğini (2Ko. 1:12), kilise görevlilerinin kendi kendilerine yeterli olmadıklarını (2Ko. 3:5) ve hizmetin kendini tanıtmaktan çok kendine ölmek olduğunu öğretir (2Ko. 4:11-12). Pavlus, Korintlileri tökezletmek istemediği için onlardan ücret kabul etmemeyi tercih etti (2Ko. 11:7-9). Yanında tavsiye mektupları taşımadı (2Ko. 3:1-3). Kurnazlık yapmayı (2Ko. 4:2) ya da kulakları okşamayı (2Ko. 2:17) reddetti, çünkü bu onun hizmeti ya da mesajı değildi – bu Tanrı’nın hizmetiydi. Aynı şey yeni antlaşmadaki tüm Hristiyan hizmetkârlar için de geçerlidir. Kilisedeki hizmet, kilisenin başı olan ve “Güçsüzlük içinde çarmıha gerildiği halde, şimdi Tanrı’nın gücüyle” (2Ko. 13:4) yaşamakta olan O’nu örnek almalıdır.
Bu makale Bilmeniz Gereken 3 Şey serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).