Efesliler Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
15/10/20241. ve 2. Timoteos Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
22/10/2024Filipililer Hakkında Bilmeniz Gereken 3 Şey
1. Filipililer, Hristiyan paydaşlığı için yararlı bir teolojik çerçeve sunar.
Genellikle “paydaşlık”, “iş birliği” ya da “ortak olma” olarak tercüme edilen koinōnia terimi Pavlus’un Filipililere yazdığı mektubun başında yer alır. Pavlus ve imanlılar “Müjde’nin” yayılmasında (Flp. 1:5, 7), “sıkıntılarda” (Flp. 4:14) ve “karşılıklı yardımlaşma konusunda”(Flp. 4:15) koinōnia‘ya sahiptirler. Ancak bu yatay koinōnia, Müjde’nin yayılmasında Baba’yla dikey bir koinōnia (Flp. 1:3, 5), “Ruh’ta bir koinōnia” (Flp. 2:1) ve Mesih’in “acılarında koinōnia“(Flp. 3:10) ile köklenmiştir. Bu koinōnia tamamen Üçlübirlikçidir. Tanrı -Baba, Oğul ve Kutsal Ruh- başladığı işi tamamlayan (Flp. 1:6) ve halkında ve halkı aracılığıyla isteyen ve çalışandır (Flp. 2:12-13).
Tanrı, Müjde’yi Pavlus aracılığıyla hapishanede yayar, bu nedenle Pavlus hapishanede başına gelenleri anlatırken edilgen bir fiil kullanarak O’nun temel rolünü vurgular (Flp. 1:12). Tanrı, Pavlus’un duyurduğu Müjde’yi yayar (Flp. 1:12, 25). Tanrı aynı zamanda verme ve almada birincil Verici olarak işlev görür, bu nedenle Pavlus, Filipililerin Pavlus’a hapishanede gönderdikleri armağan için Rab’de sevinir, bu armağan onun bolluk içinde olmasına neden olmuştur: “Her tür gereksinimim karşılanmış, hem de dolmuş taşmış bulunuyor [kelimenin tam anlamıyla, ‘bolluk içinde’]” (Flp. 4:18 – Thomas Cosmades Çevirisi). Fakat Pavlus, kendisini güçlendiren Kişi sayesinde bolluk içinde yaşadığını ve bolluğa nasıl erişeceğini bildiğini belirtmiştir. (Flp. 4:12-13). Tanrı, insanlar aracılığıyla verir. Bu armağanlar, “güzel kokulu sunular”a ve “Tanrı’nın beğenisini kazanan, O’nu hoşnut eden kurbanlar”a benzetilir (Flp. 4:18). Pavlus’a verilen armağan Tanrı’ya verilen armağandır, çünkü “her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun aracılığıyla ve O’nun için var oldu. O’na sonsuza dek yücelik olsun! Amin” (Rom. 11:36).
Son olarak, Tanrı imanlıları Kendisine ve diğer imanlılara daha bağımlı kılmak için onlara sıkıntı verir; ya da Epafroditus gibi diğer imanlılar aracılığıyla Kendisine bağımlı kılar diyebiliriz. Epafroditus, hapishanedeki varlığı ve Filipi kilisesi aracılığıyla Tanrı’dan aldığı armağanla Pavlus’un acılarını hafifletmek için neredeyse ölüyordu (Flp. 1:29; 2:25-30; 4:14). Müjde hizmetleri, vaaz verme, acı çekme ve tüm ilişkileriniz hakkında düşündüğünüz bir sonraki sefer, Tanrı’nın ilahi müdahalesini ve etkinliğini hatırlayın. Bunu düşünmek her şeyi, özellikle de Hristiyan paydaşlığı anlayışımızı değiştirir.
2. Filipililer sadece nasıl düşünmemiz gerektiğini değil, nasıl yaşamamız gerektiğini de ortaya koyar.
Filipililer 2:5-11’deki mektubun çarpıcı merkezi olan “Mesih İlahisi” sadece düşünce için bir teoloji değil, yaşam için bir teolojidir. Mesih’in bizim için ve kurtuluşumuz için alçaltılması ve yüceltilmesiyle ilgili iyi haber, yüreklerimizle iman etmemiz, ağzımızla ilan etmemiz ve yaşamlarımızda sergilememiz gereken bir Müjde mesajıdır. Bu, Pavlus’un Filipililer 2:1-11’de “düşünce” sözcüğünü kullanmasından açıkça anlaşılmaktadır. İlk dört ayette imanlılar “aynı düşüncede” ve “aynı fikirde” (Bünyamin Candemir Çevirisi) olmaya teşvik edilirler (Flp. 2:2). Beşinci ayette imanlılara, “Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun” buyruğu verilir.
Pavlus daha sonra kiliseye bu “düşüncenin” neye benzediğini gösterir; Mesih kendi hakları üzerinde ısrar etmez, başkalarının yüceltilmesi için kendini alçaltır (Flp. 2:6-8). Sizde Mesih’le şekillenmiş bu düşünceye sahip olun; bu yalnızca bir düşünme biçimi değil (ne kadar önemli olsa da), aynı zamanda birbirinize karşı hissetme ve davranma biçimidir. Başka bir deyişle, Pavlus Mesih’in bizde duyulmasını ve görülmesini ister. “Alçakgönüllülükle başkalarını [kendimizden] daha önemli tut[tuğumuzda]”, insanlar Kendisini özveriyle alçaltan Mesih’i görürler (Flp. 2:3, 8 – Thomas Cosmades Çevirisi). Ya da Epafroditus gibi “Mesih’in işi uğruna neredeyse [ölmek üzere]” olduğumuzda, “ölüme, çarmıhta ölüme kadar boyun [eğen]” Mesih’i görürler (Flp. 2:8, 30). Pavlus, 2. bölümdeki anahtar sözcükleri, Filipi’deki Mesih’le şekillenen örnek kişileri tanımlamak için bilinçli olarak kullanır. Bütün bunlar Filipililer 1:21’in daha çok ihmal edilen kısmını aydınlatır -“Yaşamak Mesih’tir”- ancak kişi Mesih’te yaşamadıkça Mesih gibi yaşayamaz. Martin Luther’in savunduğu gibi, örnek almaktan önce Mesih’i armağan olarak kabul etmeliyiz.
3. Filipililer, ortak yarar ve ortak yükümlülüğü Hristiyan erdemleri olarak teşvik eder.
Bu nokta sizi rahatsız ediyor mu? “Yarar” ve “yükümlülük” terimleri, kurtlar sofrası olan acımasız iş dünyasının eski anılarını çağrıştırabilir. Ama Pavlus Müjde’ye başvurur. Filipililer 2:3-4’te şöyle der: ” Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın … [Her biriniz] Yalnız kendi yararını değil, [aynı zamanda] başkalarının yararını da gözetsin.” “Yalnız…değil – aynı zamanda” bağıntısı kilit bir öneme sahiptir. Hristiyanlık ne yalnızca kendi yararını gözetir ne de yalnızca başkalarının yararını gözetir. Hristiyanlık hem kendi yararını hem de başkalarının yararını gözetir. Doğru anlaşılan ortak yarar, Kutsal Kitap’a uygundur.
Ortak yükümlülük de Kutsal Kitap’ta yer alır ve Hristiyan paydaşlığında “karşılıklı yardımlaşma [bazı çevirilerde ‘verme ve alma’]” şeklinde görülür (Flp. 4:15). Pavlus Filipililere Müjde’yi duyurdu. Onlara bu görkemli armağanı verdi. Kültürel olarak konuşursak, bu hediyeyi aldıktan sonra ona karşı yükümlü (borçlu) olabilirlerdi. Bu nedenle Epafroditus’un “[Filipililerin Pavlus’a] olan hizmeti[nin] (leitourgias) eksiğini tamamlasın diye” hayatını tehlikeye attığını anlatır (Flp. 2:30 – Bünyamin Candemir Çevirisi). Bir leitourgia Yahudi kâhinliğinin yükümlülüklerini (“topluluk hizmetini”) tanımlar (2.Ta. 31:2). Mesih’in Müjdesi’ndeki fark, lütuf Tanrısı’nın yükümlülüklerimizi yerine getirmemizi mümkün kılmasıdır (Flp. 1:6; 2:12-13).
Ayrıca, ortak yarar ve ortak yükümlülük Filipililer’de üç yönlü bir düğüme bağlanmıştır. Ortak yarar “Mesih’in yararları” olarak tanımlanmaya başlar ve ortak yükümlülük nihai olarak Tanrı’ya olan yükümlülüğümüzdür, tıpkı Filipililerin Pavlus’a olan yükümlülüğünün Tanrı’ya adak olarak sunulan yükümlülük olması gibi (Flp. 2:21, 30; 4:18).
Filipililer’i okurken bu üç şeyi akılda tutmak, Rab izin verirse, Tanrı’yla ve birbirimizle Hristiyan paydaşlığının tadını çıkarırken Mesih’le şekillenmiş bir düşünme, hissetme ve davranma biçimi oluşturmamıza yardımcı olabilir.
Bu makale Bilmeniz Gereken 3 Şey serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).