Tanrı Her Zaman Hristiyanlardan Hoşnut mudur?
28/08/2025
Kilisede, Birisinin Bakımından Sorumlu Kişileri Nasıl Destekleyebilirsiniz?
04/09/2025
Tanrı Her Zaman Hristiyanlardan Hoşnut mudur?
28/08/2025
Kilisede, Birisinin Bakımından Sorumlu Kişileri Nasıl Destekleyebilirsiniz?
04/09/2025

İş Yerimde Nasıl Hristiyan Olabilirim?

“Biliyor musun Alex, gelir kaynağı olması dışında, yaptığım iş oldukça anlamsız.” Bu, yirmili yaşlarımın ortasında başarılı bir Hristiyan iş adamının bana söylediği şeydi. Alçakgönüllü bir adam olarak demek istediği, işin genellikle hiç arzulanmayan ama kaçınılmaz olarak katlanılan bir durum olarak göründüğüydü.

Yaşça benden büyük olan bu arkadaşımın kimliğini işinde bulmaması takdire şayan bir şeydi; bu, kaçınmamız gereken bir ayartmadır. Sadece Mesih, birçok kişinin işinde aradığı önemi (anlamı) bize verebilir. Ama işlerimizi bu şekilde anlamsız olarak mı düşünmeliyiz? Yoksa Kutsal Yazılar, uyumadığımız zamanlardaki hayatımızın yarısını geçirdiğimiz faaliyetlere dair daha zengin ve daha iyimser bir bakış açısı sunabilir mi? Bir Hristiyan olarak çalışmak ne anlama gelir?

İbadet Olarak İş

Sık sık insanların Hristiyan işini seküler işle karşılaştırdığını duyarız. Tam zamanlı hizmet, benzersiz ve önemli bir çağrıdır, iki kat onurlandırılmaya layıktır (İbr. 13:7; 1.Ti. 5:17) Ancak bir Hristiyan için, tüm yaşam coram Deo, yani Tanrı’nın huzurunda yaşanmalıdır. Bu nedenle, başkalarının iyiliğine hizmet eden ve Tanrı’ya iman temelli itaatle sunulan herhangi bir faaliyet Hristiyan işidir.

Romalılar 12:1, bizi şu şekilde yönlendirir: “Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur.” Bu, tek seferlik bir eylem değil, sürekli bir sunudur. Tüm hayatımız, “yaşayanlar artık kendileri için değil, kendileri uğruna ölüp dirilen Mesih için yaşasınlar” (2.Ko. 5:15) diye yaşayan ve ölen Kişi’ye adanmalıdır. Bunu Tanrı’nın lütfunu kazanmak için değil, onu zaten almış ve deneyimlemiş olduğumuz için yaparız.

Yaptığımız her şey önemlidir çünkü her eylemimiz, duygumuz ve motivasyonumuz, çağrıldığımız ruhsal ibadetin bir parçası olmalıdır. İş yerinde, sanki Efendi’nin kendisine sunuluyormuş gibi mal ve hizmetler yaratmalı veya dağıtmalıyız. İnsanlara değil, Rab’be hizmet eder gibi yürekten çalışmalıyız (Kol. 3:23). Dünyevi ödül için değil, Tanrı’yı hoşnut etmek için işimizde mükemmelliği hedefleriz.

Komşu Sevgisi Olarak İş

Martin Luther, “Tanrı bizim iyi işlerimize ihtiyaç duymaz, ama komşumuz duyar,” demeyi severdi. İşlerimiz, komşularımızı sevmemizin somut yollarını sağlar. Çoğu zaman, “iyi iş” ifadesini yalnızca maaşla ilgili olarak kullanırız. Adil bir ücretin yanlış bir yanı yoktur –Kutsal Yazılar’da mali bağımsızlık ve hoşnutluk teşvik edilir (1.Se. 4:11-12; 1.Ti. 5:8; İbr. 13:5)– ama para veya konum bizi öncelikli olarak harekete geçirmemelidir. Peki ne harekete geçirmelidir? Tanrı’yı ve komşumuzu sevmek.

İşimizde, hayatları iyileştirmek, düzeni teşvik etmek ve acıları dindirmek için yararlı olmaya çalışmalıyız. Bu, daha büyük bir ilkenin parçasıdır: Hristiyanlık toplum için iyidir. Bizi daha iyi kocalar, karılar, babalar, anneler, vatandaşlar ve çalışanlar yapar. Hristiyanlık, bizi hem Hristiyanlar hem de Hristiyan olmayanlar için yararlı kılar. Her iyi iş iyi para kazandırmaz. Her iyi iş sık sık övgü almaz. Ama tüm iyi işler yararlıdır.

Çağrı Olarak İş

Başkalarının iyiliği için bizi belirli işlere çağıran Tanrı’nın elini görmek, ayrıntılardan bağımsız olarak daha büyük bir sevinç ve anlam duygusu yaratabilir. Patronunuz nankör mü? İş arkadaşlarınız zor mu? Müşterilerinizi memnun etmek zor mu? Öyle olsun. İşiniz Tanrı’nın bir çağrısıdır. Eğer sadakat hedefimiz ve Tanrı’nın övgüsü amacımızsa, hayal kırıklıklarına katlanmak daha kolay hale gelir. Kötü sözlere maruz kaldığında “davasını, adaletle yargılayan Tanrı’ya bırak[an]” (1.Pe. 2:23) İsa, bizim örneğimizdir.

Neyse ki, birçok yönden, en uygun olduğumuz işi yapma özgürlüğüne sahibiz. Mümkün olduğunca yeteneklerimizi, mizacımızı, becerilerimizi ve tercihlerimizi en iyi şekilde ortaya koyabileceğimiz işleri aramalıyız. Bu şekilde, işimiz daha az sıkıcı olacak ve Dorothy Sayers’ın ifade ettiği gibi, “ruhsal, zihinsel ve bedensel tatmin bulduğumuz” ve “kendimizi Tanrı’ya sunduğumuz araç” hâline gelecektir.

İş piyasasındaysanız, istediğiniz pozisyona ulaşmak için becerilerinizi geliştirirken ve özgeçmişinizi hazırlarken Tanrı’nın takdirine güvenin. İşimizi bir çağrı olarak görmek, en azından şimdilik Tanrı’nın bizi bu işe atadığını bilerek, mevcut durumumuzda sadık olmamız gerektiğini hatırlatır.

Müjdeleme Fırsatı Olarak İş

İşimizin mümkün kıldığı iyi işler aracılığıyla, Tanrı’nın lütfunun Müjdesi’ni çekici kılarız (Tit. 2:9–10). Yani, başkaları için daha cazip hâle getiririz. İş yeri, başka türlü tanışamayacağımız Hristiyan olmayan kişilerle omuz omuza çalışmamızı sağlar. İş arkadaşlarımıza karşı nazik olmak, Mesih’in hem çarmıhta hem de hayatlarımızda yaptığı işten bahsetme fırsatları yaratır. Fırsatlar ortaya çıktıkça, başkalarıyla sevgiyle gerçeği konuşarak iletişim kurmalı ve Tanrı’dan onlara tövbe etmeleri için lütuf vermesini istemeliyiz.

Mesih bunu öngörmüş ve bize ışığımızı başkalarının önünde parlatmamızı, böylece onların iyi işlerimizi görüp gökteki Babamız’ı yüceltmelerini öğretmiştir (Mat. 5:16).

Kutsallaştırılma Aracı Olarak İş

Son olarak, işimiz zorluklar içeriyorsa –ve düşmüş bir dünyada kesinlikle zorluk içerecektir– işimiz kutsallaştırılmanın bir aracıdır. Bunu akılda tutarak, çeşitli türden denemelerle karşılaştığımızda, imanımızın sınanmasının dayanma gücü doğurduğunu bilerek, bunu sevinçle karşılayabiliriz (Yak. 1:2-3). Tanrı’ya şükürler olsun ki, bu iyi işi başlatan Tanrı, bunu sadakatle tamamlayacaktır (Flp. 1:6).

Sevgili Hristiyanlar, iş yerinde yaptıklarınız anlamsız değildir. Tanrı’nın hayatınızdaki çağrısının önemli bir parçasıdır, ruhsal ibadet sunmak, Tanrı’nın herkese gösterdiği iyiliğe katkıda bulunmak ve iyi işler aracılığıyla komşunuzu sevmek için bir alandır.


Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Alex Chediak
Alex Chediak
Dr. Alex Chediak, California Baptist Üniversitesi'nde mühendislik ve fizik profesörüdür. Thriving at College kitabının yazarıdır. Şu adresten bloguna ulaşabilirsiniz AlexChediak.com