Şehvet Nedir?
05/11/2024Kıskançlık Nedir?
12/11/2024Metanet Nedir?
Metanet kelimesini Kutsal Kitap’ın çoğu çevirisinde bulamasanız da, cesaret, kararlılık, güç ve sebat gibi eş anlamlılarını bulabilirsiniz. Kelime Latince fortis‘ten gelmektedir ve “güçlü” anlamına gelmektedir. Merriam-Webster metaneti “bir kişinin tehlikeyle karşılaşmasını veya acıya ya da sıkıntıya cesaretle katlanmasını sağlayan zihin gücü” olarak tanımlar. Diğer sözlükler duygunun yönlerini veya kişinin acıya katlandığı sürenin uzunluğunu vurgulamaktadır. Ancak bir tanımın diğerine göre vurguladığı şey ne olursa olsun, kesin olan bir şey var: metanet, zorluk ve dayanma gücünün kesiştiği noktada ortaya çıkar.
Eski Antlaşma’da metanet ilkesi Yeşu kitabı gibi yerlerde görülebilir. Tanrı’nın halkı vaat edilen topraklara girmek üzereyken, Tanrı Yeşu’ya “güçlü ve yürekli” olmasını söyledi; bu ifade açılış bölümünde defalarca kullanılmıştır. İsraillilerin neden güce ve cesarete ihtiyacı vardı? Çünkü bir keresinde kendilerini küçük çekirgeler gibi hissettiren Kenanlı halkla savaşmak üzereydiler (Say. 13:33). Ancak Tanrı’nın halkının fiziksel güçten daha fazlasına ihtiyacı vardı. Ayrıca Rab’bin onlara verdiği topraklarda karşılaşacakları çatışmalara, sıkıntılara ve hatta ayartmalara dayanabilmek için zihinsel, duygusal ve ruhsal güce de ihtiyaçları vardı. Başka bir deyişle, metanete ihtiyaçları vardı.
Yeni Antlaşma’da Elçi Pavlus Filipililere yazdığı mektupta şöyle demektedir: “Hiçbir şekilde utandırılmayacağımı, yaşasam da ölsem de Mesih’in her zamanki gibi şimdi de bedenimde yüceltilmesi için tam bir cesaret gösterebileceğimi bekliyor ve umut ediyorum” (Flp. 1:20). Birkaç ayet sonra, bu cesareti Filipililerin amaç birliği ile birleştirir – “tek bir ruhta dimdik durduğunuzu, Müjde’de açıklanan inanç uğruna tek can halinde birlikte mücadele ettiğinizi, size karşı olanlardan hiçbir şekilde yılmadığınızı duyayım” (Flp. 1:27-28). Pavlus’un Mesih uğruna katlanacağı denemeler ve sıkıntılar için azimli bir cesarete ihtiyacı vardı. Ama onun kararlılığı Filipililer için bir örnek olmaktı; öyle ki ne olursa olsun, onlar da Mesih uğruna korkmadan birlikte mücadele edebilsinler.
Pavlus başka bir yerde imanlıların “imanda dimdik dur[maları]” (1.Ko. 16:13) ve “Rab’de, O’nun üstün gücüyle güçlen[meleri]” gerektiğini yazacaktı, öyle ki “kötü günde dayanabil[elim] ve her şeyi yaptıktan sonra sağlam durabile[elim]” (Ef. 6:10, 13). Benzer şekilde, İbraniler’in yazarı da okuyucularını şu şekilde cesaretlendirir: “Ümidimizin ikrarını sarsılmadan sıkı tutalım; çünkü vaat eden sadıktır” (İbr. 10:23 – Bünyamin Candemir Çevirisi). İmanlılar olarak, bu dünyanın düşmanlığı, benliğin ayartmaları ve Şeytan’ın ruhsal saldırıları nedeniyle “dimdik durmaya”, “güçlü olmaya” ve “sıkı tutmaya” çağrılıyoruz. Başka bir deyişle, bu metanet gerektirir.
Sergileyebileceğimiz her türlü metanetin gerçek kaynağının ve temelinin Rab’bin Kendisi olduğunu unutmamalıyız. Rab’bin bizim için yeterli olan lütfu, zayıflıklarımızla övünmemizi sağlar, böylece Mesih’in gücü içimizde bulunabilir – “Çünkü ne zaman güçsüzsem, o zaman güçlüyüm” (2.Ko. 12:9-10). Gerçekten de, “güçsüzlüğümüzde bize yardım [eden]” O’nun Ruhu’dur (Rom. 8:26).
O hâlde metanet Kutsal Kitap’a göre, sıkıntılara, ayartmalara ve ruhsal saldırılara cesaretle dayanma gücü olarak tanımlanabilir; bu gücü Rab, Ruhu ve Sözü’nün vaatleri aracılığıyla lütufkâr bir şekilde sağlar.
Peki metaneti nasıl geliştirebiliriz? Bu konuda size iki yol göstereyim. İlk olarak, Tanrı’nın sizi kutsallaştırmak için sağladığı lütuf araçlarından -yani O’nun Sözü’nden, sakramentlerden ve duadan- faydalanın. Tanrı Sözü’nü okuyup üzerinde derin düşündükçe, akarsu kenarına dikilmiş meyve veren ağaçlar gibi oluruz (Mez. 1:3). Rab’bin Sofrası’na katıldığımızda, Tanrı, bizi bekleyen şeyler için imanımızı besler ve güçlendirir. Dua ederek O’nunla iletişim kurarken, bize yalnız olmadığımızı, O’nun bizimle birlikte olduğunu hatırlatır. Bunlar, deneme altında metanete sahip olabilmemiz ve sebat edebilmemiz için Rab’bin sağladığı ruhsal araçlardır.
İkinci olarak, kendinizi iman topluluğuna adayın. Kendi yolculuğunuzda sizi cesaretlendirecek, meydan okuyacak ve teşvik edecek yol arkadaşlarına ihtiyacınız var. John Bunyan’ın Çarmıh Yolcusu (The Pilgrim’s Progress) adlı eserinde Hristiyan karakteri, Göksel Şehre doğru çıktığı kutsal yolculuğunda arkadaşlara ve emektaşlara ihtiyaç duymuştur. Benzer şekilde, yol boyunca sizi güçlendirmek ve desteklemek için yanınıza gelecek başkalarına da ihtiyacınız vardır. Bu en iyi şekilde yerel kilisede kendini gösterir; bu kilise sizi sadece lütuf araçları bağlamına yerleştirmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarından ruhsal destek ve dua desteği de sağlar.
Yaşamınızda karşılaşabileceğiniz çeşitli denemeleri ve sıkıntıları düşünürken, Tanrı’nın Ruhu cesaretle dayanmanız için sizi güçlendirsin: “Ne mutlu denemeye dayanan kişiye! Denemeden başarıyla çıktığı zaman Rab’bin kendisini sevenlere vaat ettiği yaşam tacını alacaktır” (Yak. 1:12).
Bu makale Erdemler ve Erdemsizlikler serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).