Sevgi Nedir?
24/10/2024
Öfke Nedir?
31/10/2024
Sevgi Nedir?
24/10/2024
Öfke Nedir?
31/10/2024

Ölçülülük nedir?

Kırık kelimesi, bir bardak veya bisikletten bahsederken, bir ata uygulandığında olduğundan çok farklı, hatta zıt bir anlama sahiptir (İngilizcede bir atı kırmak, onu eğitmek anlamına gelmektedir). Kırılan bir cam ya da bisiklet işe yaramaz hâle gelirken, kırılan bir at işe yarar hâle getirilir. Hristiyan yaşamı hakkında düşünürken, kırık ifadesi ilkinden ziyade ikinci anlama daha uygundur. Düşüş ve kendi günahkârlıkları nedeniyle harap olmuş ve mahvolmuş günahkârlar Tanrı ve O’nun krallığı için yararlı bir hizmete getirilirler. Bu dönüşüm Kutsal Ruh’un ölçülülük olarak bilinen meyvesi aracılığıyla gerçekleşir.

Bugün ölçülülük, alkolün yasaklanması ve yasa dışı ilan edilmesini talep eden “ölçülülük (alkol karşıtlığı) hareketi” ile ilişkilendirildiği için, mazide kalmış gibi görünüyor. Bu konudan bahsederken sert içki ve sarhoşluk söz konusudur, ancak durum kesinlikle sadece bununla sınırlı değildir. “Ölçülülük” olarak çevrilebilecek Yunanca sözcük, daha çağdaş çevirilerde genellikle “özdenetim” ya da “öz disiplin” olarak çevrilir (1.Ko. 9:25; 2.Pe. 1:6). Elçi Pavlus, Galatyalılar 5’te benliğin günahkâr işiyle (Gal. 5:18-21) Ruh’un meyvesini (Gal. 5:22-23) karşılaştırır ve bu bölümü şöyle bitirir: “Ruh’un izinde” yürümek için “Mesih İsa’ya ait olanlar, benliği, tutku ve arzularıyla birlikte çarmıha germişlerdir” (Gal. 5:24-25). Ölçülülüğün özdenetimli doğası, her şeyde Ruh’un denetiminde olmaktan gelir.

Kutsal Yazılar ölçülü ve özdenetimli olmayan bir kişi ya da ulusu “sursuz kent”e (Özd. 25:28), “yaban eşeğine” (Yar. 16:12) ve “yabanıl asmaya” (Yer. 2:21) benzetir; bunların hepsi de, dizginlenemeyen tutkuları ve yıkıma yol açan zevkleri ifade eder. Buna karşılık Hristiyan, ağırbaşlı, iffetli, mütevazı, dinlemede çabuk ve konuşmakta yavaş biri olarak tasvir edilir. Mesih’in öğrencisi vahşi olmak yerine düşüncede, sözde ve eylemde disiplinlidir. Pavlus “[kendimizi] Tanrısayar yaşama eğit[memiz] (ya da terbiye etmemiz)” gerektiğini söyler (1.Ti. 4:7 – Thomas Cosmades Çevirisi). Bu Tanrı’ya yaraşır (ya da Tanrı-sayar) yaşam eğitimi, ölçülülük ve özdenetim karakterinden gelir. Kişiyi yöneten faktörler, her heves ve dürtüyü hemen tatmin etmek değil, itaat ve Tanrı’nın yüceliği için daha büyük bir arzudur. Dolayısıyla ölçülülük, bir imanlının yaşamında Ruh’un ürettiği bir meyvedir ve günahkâr tutkulardan Tanrı’ya yaraşır bir şekilde uzak durma ve Mesih’e uygun olarak iyi arzuları bile ölçülü bir şekilde yerine getirme şeklinde kendini gösterir.

Bu ruhsal karakterin yalnızca dışsal bir uygunluk değil, öncelikle yürekte ve akılda bulunması gerektiğini gösteren Kutsal Kitap karakterlerinden biri Şimşon’dur. Dışarıdan bakıldığında Adanmışlık yemini etmişti (Hak. 13:7), ama içeriden bakıldığında özdenetimden yoksundu. Babasına Filistliler arasından kendisine yabancı bir eş bulmasını buyurdu, çünkü onu “gördü” ve “çünkü gözüme o hoş görünüyor” dedi (Hak. 14:1-3 – Kitab-ı Mukaddes Çevirisi). Dizginlenemeyen şehvet Şimşon için büyük bir tuzak oldu (Hak. 14:15-17; Hak. 16:1, 5, 15-18). Filistlilerden aldığı intikam bile kutsal bir gayretten ziyade, düşmanlarına karşı bir kan davasına yol açan kişisel bir öfke patlamasından kaynaklanmış gibi görünüyordu. Sonuç olarak Şimşon, içten gelen ölçülülük eksikliği yüzünden zayıflayan ve yok olan güçlü bir adamın trajik öyküsüdür.

Bunu İsa’nın çöldeki denenmesiyle karşılaştırın (Mat. 4:1-11). Şeytan’ın hilesi (taktiği), İsa’yı iyi arzularını yasaya aykırı bir şekilde yerine getirmesi için ayartmaktı. Bunu yapmak için, İsa’nın, Babası’na itaat etmek yerine Kendi arzusunu yerine getirmesi gerekirdi. O, her alanda direndi çünkü kişisel tatmin, bu tür arzuları elde etme veya bunlara ulaşma araçlarını haklı çıkarmıyordu. Bu yüzden günahsız Kurtarıcı, kendisini bu arzulardan alıkoydu ve mahrum bıraktı çünkü itaat ve Tanrı’nın yüceliği, O’nun için günahlı bir şekilde kendini tatmin etmekten daha önemliydi. Tanrı’ya duyduğu arzu tüm günahlı ayartmalara üstün geldi. Bu, eylemdeki ölçülülüğün Tanrı’ya yaraşır erdemidir.

Bu ölçülülük meyvesi bir Hristiyan’ın yaşamında öncelikle üç alanda sergilenecektir. İlk olarak, düşüncelerimiz yenilenip değişmelidir (Rom. 12:2); artık düşüncelerimiz (aklımız) endişe ve kaygı tarafından hapsedilmemeli (Flp. 4:4-8), bunun yerine düşüncelerimizi gökteki şeylere odaklamalıyız (Kol. 3:2). İkinci olarak, yüreğin duyguları Tanrı’ya yaraşırlık ve kutsallık tarafından yönetilmeli (Özd. 4:23-27), öfke, şehvet, açgözlülük, kıskançlık, haset ya da tamahkârlığın boyunduruğu altına girmemelidir (Mat. 15:18-19; Gal. 5:18-21). Üçüncüsü, ağzımızın ve yaşamımızın sergilediği işler özdenetimin meyvesini göstermelidir; konuşmamız uygun olmalı, iğrenç olmamalı; yememiz ve içmemiz ölçülü olmalı, oburluk ya da sarhoşluk olmamalı; sahip olduklarımız ve giysilerimiz mütevazı olmalı, gösterişli olmamalı; iş ahlakımız gayretli olmalı, tembel ya da despotça olmamalıdır. Özdenetim meyvesi, Ruh’un kontrolü altına girdikçe yaşamın neredeyse her alanına ve her aşamasına dokunur (Tit. 2:2-6). O hâlde bir gözetmenin ayırt edici niteliklerinden birinin özdenetimli olması gerektiğine şaşırmamak gerekir (1.Ti. 3:2; Tit. 1:8).

Kendine hâkim olmanın, kendini ifade etmeyi yasaklamak ve hatta kendine acı ve zarar vermek olarak görüldüğü bir dünyada, Kutsal Kitap bunun tam tersi bir tablo çizer. Bu tür “özgür” insanlar Yaratıcıları’nın emirlerine karşı gelirler ve böylece sınır tanımayan günahkârlıklarıyla kendilerini yok ederler. Ancak bir Hristiyan, Kutsal Ruh’un ölçülülük sınırlarının altına yerleştirilir ve böylece günah ve ölümün bağları (zincirleri) yok edilir. İyi Çoban bize şöyle der: “Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim” (Yu. 10:10). İmanlının yaşamındaki ölçülülük, keyif kaçıran bir şey olmaktan ziyade, iyi ve Tanrı’yı yücelten meyveler veren Mesih’teki bol yaşamın bir parçasıdır.


Bu makale Erdemler ve Erdemsizlikler serisinin bir parçasıdır. Orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

Joel Smit
Joel Smit
Rev. Joel E. Smit, Smyrna, Giorgia'daki Smyrna Presbiteryen Kilisesi'nin baş pastörüdür.