Başlangıçta…
22/02/2024Koyunlarımı Güt
29/02/2024Kurtaran İman Nedir?
İman, Hristiyanlığın merkezindedir. Yeni Antlaşma insanları tekrar tekrar Rab İsa Mesih’e iman etmeye çağırmaktadır. İnanılması gereken belirli bir içerik bütünü vardır ve bu da dini faaliyetimizin bir parçasıdır. Reformasyon döneminde tartışma, kurtaran imanın mahiyeti ile ilgiliydi. Peki, kurtaran iman nedir? Yalnızca imanla aklanma fikri pek çok insana, insanların doğru şeylere inandıkları sürece istedikleri gibi yaşayabileceklerini belirten üstü örtülü bir antinomianizmi çağrıştırmaktadır. Oysa Yakup mektubunda şöyle yazmıştır: “Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken imanı olduğunu söylerse, bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtarabilir mi?… Bunun gibi, tek başına eylemsiz iman da ölüdür” (2:14, 17). Luther, aklayan iman türünün fides viva, “diri bir iman,” kaçınılmaz, zorunlu ve anında doğruluk meyvesi veren bir iman olduğunu söylemiştir. Aklanma yalnızca imanla olur, ancak yalnız olan bir imanla değil. Doğruluk meyvesi vermeyen bir iman gerçek iman değildir.
Roma Katolik Kilisesi için iman artı işler aklanmaya eşittir; antinomiler için iman eksi işler aklanmaya eşittir; Protestan Reformcular için iman eşittir aklanma artı işler. Başka bir deyişle, işler gerçek imanın gerekli meyvesidir. İşler Tanrı’nın gözünde adil olduğumuzu beyan etmesinde hesaba katılmaz; Tanrı’nın bizi doğru ilan etme kararının gerekçelerinin bir parçası değildir.
Kurtaran imanın temel unsurları nelerdir? Protestan Reformcular Kutsal Kitap’a dayalı imanın üç temel unsuru olduğunu kabul etmişlerdir: notitia, assensus ve fiducia.
Notitia imanın içeriğine, yani inandığımız şeylere işaret eder. Mesih hakkında inanmamız gereken bazı şeyler vardır: O’nun Tanrı’nın Oğlu olduğuna, Kurtarıcımız olduğuna, kefaret sağladığına vb.
Assensus, imanımızın içeriğinin doğru olduğuna ilişkin kanıdır. Bir kimse Hristiyan inancını bildiği hâlde bunun doğru olmadığına inanabilir. İmanımızla ilgili bir ya da iki kuşkumuz olabilir, ancak kurtuluşa ermek istiyorsak belli bir düzeyde entelektüel tasdik ve iman olmalıdır. Bir kimse İsa Mesih’e gerçekten iman etmeden önce, Mesih’in gerçek Kurtarıcı olduğuna, iddia ettiği kişi olduğuna inanmalıdır. Gerçek iman, içeriğin, yani notitia’nın doğru olduğunu kabul eder.
Fiducia kişisel güven ve itimat anlamına gelir. Hristiyan inancının içeriğini bilmek ve inanmak yeterli değildir, çünkü bunu cinler bile yapabilir (Yak. 2:19). İman ancak kişi kurtuluş için yalnızca Mesih’e kişisel olarak güvenirse etkili olur. Bir önermeyi entelektüel olarak onaylamak başka bir şeydir ama ona kişisel olarak güvenmek bambaşka bir şeydir. Yalnızca imanla aklanmaya inandığımızı söyleyebilir ve yine de yaptıklarımızla, işlerimizle ya da çabalarımızla cennete gideceğimizi düşünebiliriz. İmanla aklanma öğretisini zihnimize kazımak kolaydır ancak kurtuluş için yalnızca Mesih’e sarılmamızı sağlayacak şekilde kan dolaşımına sokmak zordur.
Güvenin yanı sıra fiducia’nın başka bir unsuru daha vardır ve bu da sevgidir. Yeniden doğmamış bir kişi asla İsa’ya gelmeyecektir, çünkü İsa’yı istemiyordur. Zihninde ve yüreğinde Tanrı’ya ait olan şeylere karşı kökten bir düşmanlık beslemektedir. Bir kişi Mesih’e düşman olduğu sürece, O’na karşı hiçbir sevgisi olamaz. Bunun en iyi örneği Şeytan’dır. Şeytan hakikati bilir, fakat hakikatten nefret eder. Tanrı’ya tapınmaya tamamen isteksizdir, çünkü Tanrı’ya karşı sevgisi yoktur. Bizler doğamız gereği böyleyiz. Günahlarımızın içinde ölüyüz. Bu dünyanın güçlerine göre yaşar ve bedenin arzularına boyun eğeriz. Kutsal Ruh bizi değiştirene kadar taştan yüreklere sahibiz. Yeniden yaratılmamış bir yürek Mesih’e karşı sevgisizdir; hem ölü hem de sevgisizdir. Kutsal Ruh, Mesih’in yüceliğini görmemiz ve O’nu kucaklamamız için yüreklerimizin eğilimini değiştirir. Hiçbirimiz Mesih’i mükemmel bir şekilde sevmiyoruz, ama Kutsal Ruh taştan yüreğimizi değiştirip onu etten bir yürek hâline getirmedikçe O’nu hiçbir şekilde sevemeyiz.
Bu yazı R.C. Sproul’un “Everyone’s A Theologian: An Introduction to Systematic Theology” adlı kitabından alınmıştır. Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.
açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).