İsa Mesih: Tanrı Kuzusu 
23/01/2024
Aklanmanın Araçsal Sebebi
30/01/2024
İsa Mesih: Tanrı Kuzusu 
23/01/2024
Aklanmanın Araçsal Sebebi
30/01/2024

Kürtaj Hakkı Yanlısı Ne Anlama Geliyor?

Kürtaj hakkı yanlısı görüşün içeriği nedir? Eğer bir kadın kişisel olarak kürtaj yaptırmayacağını ama başkasının kürtaj hakkını da engellemek istemediğini söylüyorsa, bu kadın hangi gerekçeyle kürtaj yaptırmaktan çekiniyor olabilir? Belki de sadece mümkün olduğunca çok bebek sahibi olmak istiyor ve istenmeyen bir hamilelikle karşılaşmayı hiç beklemiyordur. Belki de bu kişi fetüsün yaşayan bir insan olduğunu düşünüyor veya fetüsün statüsünden emin değildir. Belki de fetüsün yaşayan bir insan olduğuna inanıyor ancak bu görüşünü başkalarına dayatmak istemiyordur. Burada kürtaj yanlısı görüşün en can alıcı noktasına ulaşıyoruz. Seçme hakkı mutlak bir hak mıdır? Ahlaki açıdan yanlış olanı seçme hakkına sahip miyiz? Böylesi bir soruyu sormak, onu yanıtlamaktır.

Tekrar etmek gerekirse, çıkarılan her yasa birilerinin seçimlerini sınırlar ya da kısıtlar. Bu hukukun özünde vardır. Eğer başkalarının seçimlerini yasalar yoluyla kısıtlamak istemiyorsak, yasa çıkarmayı ve oy kullanmayı bırakmalıyız. Çoğu insanın tercih özgürlüğünün mutlak bir özgürlük olmadığını kabul edeceğini düşünüyorum. Hiçbir insan kendi başına mutlak bir kanun değildir. Hukuk ve toplumun imkânsız hâle geldiği saf görecelilikten oluşan bir etik sistemi kabul etmeye hazır olmadığımız sürece, bireyin özerk olduğu savından adeta rüzgâr gibi kaçmalıyız. Soyuttan somuta geçecek olursak, acaba kürtaj yanlısı aktivistler kişisel mülkiyet haklarını koruyan yasalara itiraz ediyorlar mı? Birinin televizyonunu çalmak için bir eve giren hırsız, bu seçimi yapma konusunda vazgeçilemez bir hakka sahip midir? Bir erkeğin bir kadına tecavüz etmeyi seçme hakkı var mıdır? Bu uç örnekler, seçim özgürlüğünün mutlak bir hak olarak kabul edilemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Seçim özgürlüğü hangi noktada sona ermelidir? Seçim özgürlüğümün, başka bir kişinin vazgeçilemez yaşam ve özgürlük haklarına müdahale ettiği yerde sona erdiğine inanıyorum. Doğmamış hiçbir bebek kendi yok oluşunu seçme ya da reddetme hakkına sahip değildir. Nitekim başkalarının da söylediği gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir insan için en tehlikeli yer bir kadının rahmidir. Milyonlarca doğmamış bebek için rahim, ölüm hücresine dönüşmüş durumda. Mahkum, yargılama ya da tek bir savunma hakkı olmaksızın acımasızca infaz edilmektedir. Bu infaz kelimenin tam anlamıyla bir uzvun bir uzuvdan koparılmasını içeriyor. Bu tanımlama çok mu çarpıcı? Duygusal olarak çok mu kışkırtıcı? Hayır. Betimleme gerçek dışı olsaydı öyle olurdu.

Seçim hakkı, ne kadar kutsal olursa olsun, bir insan hayatını keyfi olarak yok etme hakkını beraberinde getirmez. Bu, bir insan bebeğini düşürmek olduğu kadar adaleti de düşürmektir.

Seçme özgürlüğünü bu kadar değerli kılan şey nedir? Patrick Henry’yi “Bana özgürlük ya da ölüm verin” diye haykırmaya iten neydi? Elbette kendi kaderimizi kendimiz tayin etmek isteriz ve dış güçlerin baskısı altında yaşama fikri iğrençtir. Bizler düşünen varlıklarız ve seçim yapma özgürlüğümüze değer veririz. Çoğumuz hapsedilmekten nefret ederiz, ancak azami güvenlikli bir cezaevinde bile bir kişinin seçme hakkı tamamen elinden alınmaz.

Bu kendi kaderini tayin etme ilkesi yani kendi durumum ve geleceğim hakkında söz sahibi olmak, doğmamış ve kürtajla alınmış her çocuktan acımasızca esirgenmektedir. Annemin kürtaj yaptırma ya da beni dünyaya getirme kararında hiçbir söz hakkım yoktu. Tüm hayatım onun ellerindeydi. Kürtajı seçmiş olsaydı, hayatım daha ben doğmadan sona ermiş olacaktı. Siz ve ben gerçek insanlarız. Bir zamanlar kendi değerli seçme hakkımızı kullanmakta çaresizdik. Bir zamanlar varlığımız için tamamen bir başkasının seçimine bağımlıydık.

Seçme hakkının ikinci önemli boyutu, bebeğin yaşamına ilişkin ahlaki seçimin ne zaman yapılacağı sorusudur. (Bu konu cinsel ahlakla ilgili olduğu için tartışmalarda çok popüler olmayan bir konudur). Bebek sahibi olup olmamayı seçme zamanı, bebeğe gebe kaldıktan ve gelişmeye başladıktan sonra değildir. Tecavüz vakaları dışında, doğum kontrol yöntemi olsun ya da olmasın cinsel ilişki yine de bir seçim meselesidir. İster cinsel ister cinsel olmayan nitelikte olsun, yaptığımız seçimlerin her durumda sonuçları vardır. Seçimlerimizin sonuçlarından sorumlu olduğumuz etik ve hukukun bir aksiyomudur. Cinsel ilişkiye girdiğimizde, başka bir insan yaşamı üretme niyetinde veya arzusunda olmayabiliriz. Bununla birlikte, cinsel ilişkinin üreme sürecini başlattığının ve böyle bir çocuk meydana getirebileceğinin farkındayız. Çocuğu öldürmek, bu kararı vermenin sorumlu ya da ahlaki bir yöntemi değildir.


Bu yazı R.C. Sproul’un Abortion adlı kitabından alınmıştır.  Bu makale orijinal olarak Ligonier Hizmetleri blogunda yayınlanmıştır.

açar ve ikizlerin doğumuyla sonuçlanır. Bu doğumda, Perez’in Zerah’ın önüne geçmesiyle primogeniture (en büyük oğlun miras hakkı) ilkesi bir kez daha tersine döner. Daha sonra Yakup Yahuda’yı kutsayacak ve krallığın onun soyundan gelenlerle ilişkilendirileceğini söyleyecektir (Yar. 49:8-12). Bu kutsama yüzyıllar sonra Samuel’in zamanında görülmektedir (bkz. Mez. 78:67-72).

R.C. Sproul
R.C. Sproul
Dr. R.C. Sproul Ligonier Hizmetlerinin kurucusu, Sanford, Florida'daki Saint Andrew's Şapeli'nin ilk vaizi ve eğitim hizmetkârı olup, aynı zamanda Reformation Bible College'ın ilk başkanı ve Tabletalk dergisinin genel yayın yönetmeniydi. Renewing Your Mind adlı radyo programı hâlen dünya çapında yüzlerce radyo istasyonunda her gün yayınlanmakta ve internet üzerinden de dinlenebilmektedir. Dr. Sproul, aralarında Türkçeye de tercüme edilmiş olan Tanrı'nın Kutsallığı, Tanrı'nın Seçimi ve Everyone's a Theologian'ın da bulunduğu yüzden fazla kitap yazmıştır. Kutsal Yazılar’ın yanılmazlığını ve Tanrı'nın halkının O'nun Sözü üzerinde imanla durması gerektiğini açıkça savunmasıyla dünya çapında tanınmıştır.